Hayatı

1965'ten sonra Türkiye'de gelişen gençlik hareketinin en önemli önderlerinden ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO)'nun kurucu ve yöneticilerinden Deniz Gezmiş, 27 Şubat 1947'de Ankara'nın Ayaş ilçesinde doğdu. Öğretmen bir ailenin çocuğu olması sebebiyle ilk ve ortaöğrenimini Sivas'da, liseyi İstanbul'da okudu. Gezmiş, henüz lise öğrencisiyken sol düşünceyle tanıştı ve kendini dönemin eylemleri içinde buldu. 1965'de Türkiye İşçi Partisi (TİP)'nin Üsküdar ilçesine üye oldu. İlk kez 31 Ağustos 1966'da Ankara'dan İstanbul'a yürüyen Çorum Belediyesi temizlik işçilerinin Taksim Anıtı'na çelenk koymaları sırasında işçileri destekleyen ve Türk-İş yöneticilerini protesto eden gösteri sırasında gözaltına alındı. 7 Kasım 1966'da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. Ardından 19 Ocak 1967'de Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) binasının yedd-i emine verilmesi sırasında çıkan olaylarda yakalandı ve bir gün sonra iki arkadaşıyla çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakıldı. 22 Kasım 1967'de öğrenci örgütlerinin düzenlediği Kıbrıs Mitingi sırasında Aşık İhsani ile birlikte ABD bayrağını yaktıkları gerekçesi ile gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan Deniz Gezmiş, Hukuk Fakültesi'nde birlikte okuduğu arkadaşlarıyla birlikte 30 Ocak 1968'de Devrimci Hukuklular Örgütünü kurdu. 7 Mart 1968'de İÜ Fen Fakültesi konferans salonunda düzenlenen AIESEC genel kurul toplantısında konuşma yapan Devlet Bakanı Seyfi Öztürk'ü protesto ettiği için tutuklandı. 2 Mayıs'a kadar tutuklu kalan Gezmiş, 30 Mayıs'ta 6. Filo'yu protesto ettiği için yargılandı ve beraat etti. Öğrenci eylemleri içinde etkinliği giderek artan Deniz Gezmiş, 12 Haziran 1968'de İstanbul Üniversitesi'nin işgal edilmesinde önderlik etti. İşgal Konseyi adına İÜ Senatosu ile Baltalimanı'nda yapılan görüşmelere katılan öğrenci heyetinin içinde yer aldı; öğrenci haklarının elde edilip işgalin sona erdirilmesinde etkili oldu. İşgalden kısa bir süre sonra İstanbul'a gelen 6. Filo'yu protesto eylemlerinde yer alan Gezmiş, 30 Temmuz'da bu eylemlerden dolayı tutuklandı ve 20 Eylül'de serbest bırakıldı.

TİP içinde yoğunlaşarak, ayrılıklara ve tartışmalara yol açan ideolojik sorunlarda Milli Demokratik Devrim (MDD) görüşünü benimseyen Deniz Gezmiş, bu görüşün özellikle devrimci öğrenciler arasında yayılmasında etkili oldu. Ekim 1968'de eylemlerde birlikte olduğu Cihan Alptekin, Mustafa İlker Gürkan, Mustafa Lütfi Kıyıcı, Cevat Ercişli, M. Mehdi Beşpınar, Selahattin Okur, Saim Kurul ve Ömer Erim Süerkan'la birlikte Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB)'ni kurdu. 1 Kasım 1968'de TMGT (Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı) , AÜTB, ODTÜÖB ve DÖB'ün başlattığı Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü'nü düzenledi. Ardından 28 Kasım 1968'de ABD büyükelçisi Kommer'in gelişi sırasında Yeşilköy Havaalanı'nda düzenlenen protesto gösterileri nedeniyle tutuklandı ve bir süre sonra serbest bırakıldı.

İstanbul Üniversitesi'nde sağcı güçlerin 16 Mart 1969'da girişmiş olduğu hareketlere öğrenci kitlesiyle birlikte karşı koyan Gezmiş, bu eylemi gerekçe gösterilerek 19 Mart'ta yeniden tutuklanarak 3 Nisan'a kadar hapis yattı. Ardından 31 Mayıs 1969'da İÜ Hukuk Fakültesi öğrencilerinin, reform tasarısının gerçekleşmemesini protesto için giriştikleri işgale önderlik etti. Üniversitenin kapatılıp, polise teslim edilmesi nedeniyle çıkan çatışmalarda yaralandı. Hakkında gıyabi tutuklama kararı olmasına rağmen hastaneden kaçan Gezmiş, Haziran'ın sonunda Filistin'e gitti. Filistin'e gitmeden önce 23 Haziran 1969'da TMGT'nin topladığı 1. Devrimci Milliyetçi Gençlik Kurultayı'na kendisi gibi haklarında tutuklama kararı olan FKF Genel Başkanı Yusuf Küpeli ile birlikte bir mücadele programı gönderdi. Eylül'e kadar Filistin'de gerilla kamplarında kalan Deniz Gezmiş,1 Eylül 1969'da, 10 Haziran'da "üniversiteyi işgal" ettiği gerekçesiyle Hukuk Fakültesi'nden ihraç edildi. Hakkında tutuklama kararının olduğu bu dönemde gazetecilere gizlendiği yerden demeçler verdi. 23 Eylül 1969'da Hukuk Fakültesi'nde olduğu sırada haber verilen polislerin de fakülteye gelmesi üzerine teslim olan Gezmiş, 25 Kasım'da serbest bırakıldı. Ancak Yıldız Devlet ve Mühendislik Akademisi'nde Battal Mehetoğlu'nun sağcılar tarafından öldürülmesinden sonra okulda yapılan aramada, ele geçirilen dürbünlü bir tüfeğin Gezmiş'e ait olduğu öne sürülerek hakkında yeniden tutuklama kararı alındı. 20 Aralık 1969'da yakalanan Gezmiş, kendisiyle birlikte tutuklanan Cihan Alptekin'le birlikte 18 Eylül 1970'e kadar tutuklu kaldı. Bundan sonra öğrenci eylemlerinden uzaklaşarak, mücadelesini değişik alanlarda sürdürdü. Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan'la birlikte THKO'yu kurdu. 11 Ocak 1971'de THKO adına Ankara İş Bankası Emek Şubesi'nin soygununu gerçekleştirenler arasında yeraldı. 4 Mart 1971'de dört ABD'li erin Balgat'taki Tuslog Tesisleri'nden kaçırılması eyleminde de bulundu. Kaçırılan erler daha sonra serbest bırakıldı

Yakalanışı ve İdam Edilişi..

12 Mart darbesinin ilk günlerinde Yusuf Aslan ile birlikte Sivas'a gitmekte iken motorsikletleri bozuldu. Bir ihbar sonucu polislerin gelmesi üzerine çıkan çatışmada Yusuf Aslan ile birbirlerini kaybettiler. Yusuf Arslan o esnada Deniz Gezmiş ise 16 Kasım 1971 salı günü Sivas'ın Gemerek ilçesinde yakalandı ve Kayseri'ye getirildi. Buradan Ankara'ya götürüldü ve zamanının İçişleri Bakanı Haldun Menteşoğlu'nun makamına götürüldü.

Mahkeme 16 Temmuz 1971 günü Altındağ Veteriner Okulu binası'nda Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığında Baki Tuğ savcılığında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 nolu Mahkemesi'nde başladı ve 9 Ekim 1971 günü bitti. Deniz ve arkadaşları 16 Temmuz 1971'de başlayan THKO-1 Davası'nda TCK'nin 146. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, 9 Ekim 1971'de idam cezasına çarptırıldı.

Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte 6 Mayıs 1972 tarihinde Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde idam edildi.

İdam edilmeden önce son isteğinin Rodrigo'nun Aranjuez konçertosunu (muhtemelen Adagio'sunu) dinlemek ve bir bardak demli çay içmek olduğu söylenir, ama bu isteğinin yerine getirilmediği bilinmektedir. Bir başka iddiada ise Deniz Gezmiş'e son isteği sorulduğunda idamını kendi gerçekleştirmek istemiş ve tam idam edileceği sırada altındaki tabureyi kendi itmiştir. Bir başka iddia da ise idam edilecek olan 2 arkadaşıyla vedalaşmak istediği söylenir ki Hoşçakal Yarın filminde de böyle gösterilmektedir. İdam kemendi boynundan geçirilirken de, hücresinden alınıp apar topar darağacına götürülürken giymesine izin verilmeyen botlarının askerlere bırakılmamasını, ailesinden birinin almasını istediğini belirtmişti. Son sözleri: "Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği!! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun Emperyalizm!" oldu.

Ses belgeleri ve mahkeme savunmasından bölümler


* "...Biz hiçbir zaman bütün çabamıza rağmen Türkiye'nin bağımsızlığını temin edemedik. Bugüne kadar da bu * "...Öteden beri arz etmiş olduğum gibi, bu ülkede Anayasa’yı en fazla savunanlar bizleriz. Anayasa’yı ihlal edenlerse ortadadır. Anayasa’nın uygulanmasını isteyen gene bizleriz. Anayasa’yı uygulamayan yavuz kimselerse hâlâ ortadadır. Ve yine o kişiler bizim kellemizi istemektedirler...."

* "...Yaptıklarımızın haklı olduğuna inanıyorum. Halen de bu inancı taşıyorum. Türkiye'nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı ölümden korkmuyoruz. Onu ancak işbirlikçiler düşünsün ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün. Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum."[1]

* "Kısaca; Amerikan emperyalizmi yurdumuzda var oldukça bu talan devam edecektir. Türkiye’nin kalkınması için tek ve zorunlu şart Amerika’nın yurttan atılmasıdır. Hem Amerika, hem kalkınma olmaz. Kalkınma toplumsal bir sorundur. Türkiye’de Amerika var oldukça, toplum kalkınamayacak, fakat büyük zenginler, komisyoncular ve uşaklar olacaktır. Amerika yurdumuzda var oldukça, kalkınma değil, tam tersine açlık ve sefalet var olacaktır."

* ...Fikir özgürlüğünü ve anayasayı paravan yapanlar önceleri Atatürkçü geçinirken,onun fikir ve şahsiyetinide küçük görmeye başladılar şeklinde ve sadece Mustafa Kemal tarafını beğeniyorlardı şeklinde bir cümle mevcuttu.Bunu kesin olarak reddediyorum, asla kabul etmiyorum.Diğer yurtseverler de bunu kabul etmez,bu kasten tahrif edilmek isteniyor,gerçekler örtülmek isteniyor.Bu cümle art niyetle hazırlanmıştır.Bu memlekette Mustafa Kemal'e gerçekten sahip çıkanlar varsa onlar da bizleriz.

Ölmeden önce ailesine yazdığı mektup===

Baba, bu mektup elinize geçtiğinde ben aranızda olmayacağım. Ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum.Fakat bu durumu metanetle karşılamanızı istiyorum, insanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler, önemli olan çok fazla yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın, oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonunun bu olduğunu biliyordu. Seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil Türkiye'de yaşayan Türk halklarının da anlayacağına inanıyorum. Cenazem için gerekli talimatları avukatlarıma verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara'da 1969'da ölen arkadaşım Taylan Özgür'ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul'a götürmeye kalkma, annemi teselli etmek sana düşüyor, kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum, bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir, son anda yaptıklarımdan hiç pişmanlık duymadığımı belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi devrimciliğin olanca ateşi ile kucaklarım. Oğlun Deniz Gezmiş.

(Kaynak: Gülünün Solduğu Akşam, Erdal Öz)
Silindi
Journeyman
1.2
Hayatta ikinci olarak örnek aldığım bir insandır kendisi.

"Önemli olan çok fazla yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir.
Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum.
Varlığımı Türkiye'nin bağımsızlığına armağan ediyorum."
Deniz Gezmiş
Silindi
Journeyman
1.2
@dtuncer

Çok güzel bir paylaşım olmuş eline sağlık :yes
Devrim Şehidimiz Deniz GEZMİŞ'i saygıyla anıyorum.
Keşke o mektubu şuan ki tüm app gençlere okutmanın bi' yolu olsa, belki , diyorum ya belki bi' ihtimal bi'şeyler kıpraşır içlerinde.

Silindi
Journeyman
8.7
Haklısın şuanki nesilinin büyük bir kısmı bunlardan habersiz yaşıyor.
Yukarıdaki yazı ve aşağıdaki video her Türk VE Kürt devrimci ve ilerici gençlerin okuması gereken bir yazıdır.

Deniz Gezmiş Mahkeme Ses Kayıtları :

https://www.youtube.com/watch?v=4cGa7ewUDTs
Bir Türk Olarak Ilk Örnek Aldığım Kişi Mustafa Kemal Atatürk'dür. Deniz Gezmiş ise içimde beslediğim ruhun yansımasıdır. Saygıyla Anıyorum [ Devrim Şehitleri Ölmez ]
Arkadaşlar lütfen bu yazıyı tamamen okumadan bu mesajla ilgili bi yorum yapmayınız.
Deniz gezmişe şehit demeniz cahilliğinizdendir, yanlıs anlayamayın ama dağdaki it sürüsüde ölülerine şehit diyolar. önce şehit ne demek onu öğrenin sora kime demek istiyosanız diyin yeterki ne oldugunu bilerek diyin

Alıntıdır.

Kur’an’da Şehitlik

Şehitlik nedir? Kimler şehit olabilir? Günümüzde şehitlikle ilgili farklı yorum ve anlayışlar vardır. Bu kavramı dinin tek kaynağı olan Kur’an ışığında ele almaya çalışacağız:

Şehit Kelime Anlamı: Şehit; Şahit;tanık; bir şeyin aslını ortaya koymada kendisine başvurulan şeydir. Çoğulu ise şüheda; Bu kelime Allah’ın isim sıfatlarından olan şehit olarak da birçok yerde geçmektedir.

Beşerin malı ve canıyla Allah'ın varlığını ve birliğini ispat için çalışıp didinen ve onun dinini yüceltmek için savaşan kimselerin, sabır ve gayretlerini kanlarıyla mühürlemiş olmaları nedeniyle Allah'ın verdiği bir lütuf/kademe/unvandır. İslamiyet’te Cenab-ı Hak için yapılan ve yapılmayan hiçbir iş, güç, amel karşılıksız kalmayacaktır. Fakat tüm varlığını Allah yolunda tüketen kimselere de Yüce Allah, katından bir şehitlik unvanını aşağıdaki ayetlerle layık görmüştür layık görmüştür. Şehitler tanıktır... Şehit kelimesinin Çok anlamları vardır, günahların bağışlanmasına vesile olan çok faziletli bir ameldir. Kendilerinden sonra Kıyamete kadar olan zamana tanıktırlar. İşte ölmeden ölenlerin en hayırlısı onlardır. Ölmeden ölü oldukları için diri kaldılar ama bizim algılayamadığım farkında olamadığımız bir yerde…

Allah yolunda öldürülenler için "ölüler" demeyin. Tam aksine, onlar dirilerdir ama siz farkında olmazsınız./Bakara154

Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu bilin ki, Allah'ın mağfireti ve rahmeti onların topladıkları bütün şeylerden daha hayırlıdır./Ali İmran157

Her toplum, vatanı milleti, inancı ve çıkarları için her şeyi yapmayı göze alır ve bunlar için savaşır, ölür veya öldürür. Burada Müslüman’ı farklı kılan olay, bunların tümünü Allah için ve Allah'ın istediği gibi yapmış olmasıdır. Şehit Allah’ın huzurunda diri olarak hazır bulunup rızıklanacağı ve cennete gireceğine şahadet; olunduğu için bu adı almıştır. Kur’an’da bu kavramı Allah şu ayette bildirmiştir;

Allah yolunda öldürülmüş olanları ölüler sanma sakın. Hayır! Onlar diridirler. Rablerinin katında rızıklandırılıyorlar./Ali İmran169

Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiğiyle sevinçlidirler. Ve arkada kalıp kendilerine katılmamış olanlara şunu müjdeliyorlar: Onlar için korku yoktur; tasalanmayacaklardır onlar. /Ali İmran170

Hakikat uğruna dünyadaki tüm sevdiklerini geride bırakıp ölümle koşan/kucaklaşan Müslümanların kavuştukları/kazandıkları nimet ve sevincin büyüklüğü yanında, kendilerini akıbetin güzelliği de onları sevindirmektedir. Bu şehitlik ifade aynı zamanda hayatta olanlar için de bir teşviktir.

İğreti hayatı âhiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda çarpışsınlar. Allah yolunda çarpışıp da öldürülen yahut galip gelene biz, yakında, büyük bir ödül vereceğiz./Nisa74

O müminler ki, kendilerine yara isabet ettikten sonra bile Allah'ın ve resulün çağrısına cevap verdiler. Onlar içinden, güzel işler yapıp takvaya sarılanlara büyük bir ödül vardır./Ali İmran172

Bu ayetlerden şu görülüyor: Şehit; diye nitelenen insanlar, Hür iradeleriyle Allah yolunda ölmeyi yaşamaya tercih eden kimselerdir. Zaten Allah yüzümüzü ona doğru dönüp çarpışmamızı birçok ayeti ile istemiş ve nispeten derecelendirmiş/rızıklandırmıştır. Bu nedenle bu yoldaki mümin Allah'ın dininin ve isminin yücelmesi için dünya hayatına karşılık ahiret’i satın alanlardır. Bundan başka bir sebeple ölen müminler de elbette Allah için ne yaptıysa karşılığını kusursuz ve eksiksiz alacaktır. Allah kimsenin hakkını ketmedici değildir. Burada Allah yolunda savaşanlardan bahsedilmektedir. Bu savaşa katılmayanlar ne sebeple ölürse ölsün ölüm sebebi, İslam’ın şehitliği için yeterli değildir. İnsanın ne için ve kimin yolunda savaştığı önemlidir. İşin can alıcı noktası da burasıdır. Mesela Kuran da din kavramı hem hak hem de batıl din için kullanılan bir kavramdır. [1]Hem ilahi [2]hem de beşeri dinler için kullanılmaktadır. Din demek sadece İslam dini anlamına gelmemektedir. Bu nedenle din teriminin önüne onu niteleyici bir kelime getirmek zorundayız. Ataların, babaların dini gibi.Din objektif anlam taşıdığı için" İslam, özel, din ise geneldir. Yine Kur’an’da kullanılan Hizb; kelimesi de aynıdır. Hizb, grup, parti, taraf anlamında kullanılan bir kavramdır. Başına onu niteleyen bir kelime gelmeden kimin tarafı, partisi, grubu olduğu belli değildir. Allah Kur'an'da hem Hizbullah, hem de Hizbuşeytan; olarak Hizb kelimesini kullanmaktadır. Allah'ın hizbi, Şeytan’ın hizbi şeklinde. Hizbin kimi ifade ettiği kendini niteleyen kelime ile marjinal şekilde belirlenmektedir. Kaf il Nun gibi. Evrende her şeyin çift yaratıldığının birinin olumlu diğerinin ise negatif olduğunu ve örneklerini tek tek saymamız mümkün değil.

Her şeyden iki çift yarattık ki düşünüp anlayabilesiniz./Zariyat49

Bu anlamda şehitlik kavramına da bu şekilde yaklaşılırsak, Neyin ispatı için canını vermiş ise onun şehidi olması gayet doğaldır. Onun için şehidin önüne getirilen kelime ona anlam-marjinal anlam kazandırmaktadır (devrim şehidi, demokrasi şehidi... V.b.gibi)Bu nedenle Allah, "Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin. Allah yolunda ölür veya öldürülürseniz" şartını koyuyor. Bu ifadeleri dikkate aldığımızda diğer yollarda ölen ve öldürülenler bu müjdenin dışındadır. İnsanlarda yol da çok, yönde. Kim ne yola ve yöne gidiyorsa o yolun ve yönün şehididir. İslam’ın şehidi olmak gibi bir iddia ancak Müslümanlara sevimlidir; diğerleri bunu kendileri için davaya ihanet sayarlar. Hal böyle olunca dileyen dilediğinin şehidi, gazisi ve ‘Niyazi’si olmada hürdür. Şehitlik, sadece Müslümanlar hakkında kullanılan bir terimdir. Gayrimüslimler için bu tabir kullanılmaz. Onlar da kendilerine böyle manevi değerler verebilirler. Biz kendi inancımıza bakarız. Şehitlik ile ilgili Bknz:(Nisa 69,72,74,75,76,84,89,95,100-enfal60,enfal74-tevbe19,41,111-h ac58-muhammed4-ali İmran 140,157,169-Hadid19……..)Allah hepimize şanlı şerefli şehitli ölmeyi nasip etsin inşallah

Saygılar....
Silindi
Members
0
Cx4 : Deniz gezmişe şehit demeniz cahilliğinizdendir, yanlıs anlayamayın ama dağdaki it sürüsüde ölülerine şehit diyolar. önce şehit ne demek onu öğrenin sora kime demek istiyosanız diyin yeterki ne oldugunu bilerek diyin

Tüm Devrim Şehitlerimize Selam olsun!

.Tegmen kubilay
.Denız gezmıs
.Huseyın ınan
.Yusuf aslan
.Ugur mumcu
.Ahmet taner kıslalı
.Necıp hablemıtoglu
.Esref bıtlıs
.Bahrıye ucok
.Halıl helvacıoglu
.Gaffar okkan
.Mahir cayan
.Erdal eren
.Cihan alptekın
.Sinan cemgil
.İbrahim kaypakkaya
.Muammer aksoy

/////////////////////////////////////////////\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\

şimdi sen öldükten sonraki güzelliğindesin,
sırtın denizi yalayan gemi ipleri gibi,
ben doğduğum günkü kadarım,
sense bir ölüm sonrası güzelliğinde,
basarak geçeceğiz yeniden,
yeniden yeniden yeniden,
daha öfkeli...
yenikken bıraktığımız ayak izlerine

şimdi herşey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi,
şimdi herşey yeniden....

dediğimiz yiğitlerimizdir...
Siyaset Meydanına Dönmüşüz :D
Cx4 : Arkadaşlar lütfen bu yazıyı tamamen okumadan bu mesajla ilgili bi yorum yapmayınız.
Deniz gezmişe şehit demeniz cahilliğinizdendir, yanlıs anlayamayın ama dağdaki it sürüsüde ölülerine şehit diyolar. önce şehit ne demek onu öğrenin sora kime demek istiyosanız diyin yeterki ne oldugunu bilerek diyin

Alıntıdır.

Kur&񗝉an&񗝉da Şehitlik

Şehitlik nedir? Kimler şehit olabilir? Günümüzde şehitlikle ilgili farklı yorum ve anlayışlar vardır. Bu kavramı dinin tek kaynağı olan Kur&񗝉an ışığında ele almaya çalışacağız:

Şehit Kelime Anlamı: Şehit; Şahit;tanık; bir şeyin aslını ortaya koymada kendisine başvurulan şeydir. Çoğulu ise şüheda; Bu kelime Allah&񗝉ın isim sıfatlarından olan şehit olarak da birçok yerde geçmektedir.

Beşerin malı ve canıyla Allah'ın varlığını ve birliğini ispat için çalışıp didinen ve onun dinini yüceltmek için savaşan kimselerin, sabır ve gayretlerini kanlarıyla mühürlemiş olmaları nedeniyle Allah'ın verdiği bir lütuf/kademe/unvandır. İslamiyet&񗝉te Cenab-ı Hak için yapılan ve yapılmayan hiçbir iş, güç, amel karşılıksız kalmayacaktır. Fakat tüm varlığını Allah yolunda tüketen kimselere de Yüce Allah, katından bir şehitlik unvanını aşağıdaki ayetlerle layık görmüştür layık görmüştür. Şehitler tanıktır... Şehit kelimesinin Çok anlamları vardır, günahların bağışlanmasına vesile olan çok faziletli bir ameldir. Kendilerinden sonra Kıyamete kadar olan zamana tanıktırlar. İşte ölmeden ölenlerin en hayırlısı onlardır. Ölmeden ölü oldukları için diri kaldılar ama bizim algılayamadığım farkında olamadığımız bir yerde&񗝖

Allah yolunda öldürülenler için "ölüler" demeyin. Tam aksine, onlar dirilerdir ama siz farkında olmazsınız./Bakara154

Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu bilin ki, Allah'ın mağfireti ve rahmeti onların topladıkları bütün şeylerden daha hayırlıdır./Ali İmran157

Her toplum, vatanı milleti, inancı ve çıkarları için her şeyi yapmayı göze alır ve bunlar için savaşır, ölür veya öldürür. Burada Müslüman&񗝉ı farklı kılan olay, bunların tümünü Allah için ve Allah'ın istediği gibi yapmış olmasıdır. Şehit Allah&񗝉ın huzurunda diri olarak hazır bulunup rızıklanacağı ve cennete gireceğine şahadet; olunduğu için bu adı almıştır. Kur&񗝉an&񗝉da bu kavramı Allah şu ayette bildirmiştir;

Allah yolunda öldürülmüş olanları ölüler sanma sakın. Hayır! Onlar diridirler. Rablerinin katında rızıklandırılıyorlar./Ali İmran169

Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiğiyle sevinçlidirler. Ve arkada kalıp kendilerine katılmamış olanlara şunu müjdeliyorlar: Onlar için korku yoktur; tasalanmayacaklardır onlar. /Ali İmran170

Hakikat uğruna dünyadaki tüm sevdiklerini geride bırakıp ölümle koşan/kucaklaşan Müslümanların kavuştukları/kazandıkları nimet ve sevincin büyüklüğü yanında, kendilerini akıbetin güzelliği de onları sevindirmektedir. Bu şehitlik ifade aynı zamanda hayatta olanlar için de bir teşviktir.

İğreti hayatı âhiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda çarpışsınlar. Allah yolunda çarpışıp da öldürülen yahut galip gelene biz, yakında, büyük bir ödül vereceğiz./Nisa74

O müminler ki, kendilerine yara isabet ettikten sonra bile Allah'ın ve resulün çağrısına cevap verdiler. Onlar içinden, güzel işler yapıp takvaya sarılanlara büyük bir ödül vardır./Ali İmran172

Bu ayetlerden şu görülüyor: Şehit; diye nitelenen insanlar, Hür iradeleriyle Allah yolunda ölmeyi yaşamaya tercih eden kimselerdir. Zaten Allah yüzümüzü ona doğru dönüp çarpışmamızı birçok ayeti ile istemiş ve nispeten derecelendirmiş/rızıklandırmıştır. Bu nedenle bu yoldaki mümin Allah'ın dininin ve isminin yücelmesi için dünya hayatına karşılık ahiret&񗝉i satın alanlardır. Bundan başka bir sebeple ölen müminler de elbette Allah için ne yaptıysa karşılığını kusursuz ve eksiksiz alacaktır. Allah kimsenin hakkını ketmedici değildir. Burada Allah yolunda savaşanlardan bahsedilmektedir. Bu savaşa katılmayanlar ne sebeple ölürse ölsün ölüm sebebi, İslam&񗝉ın şehitliği için yeterli değildir. İnsanın ne için ve kimin yolunda savaştığı önemlidir. İşin can alıcı noktası da burasıdır. Mesela Kuran da din kavramı hem hak hem de batıl din için kullanılan bir kavramdır. [1]Hem ilahi [2]hem de beşeri dinler için kullanılmaktadır. Din demek sadece İslam dini anlamına gelmemektedir. Bu nedenle din teriminin önüne onu niteleyici bir kelime getirmek zorundayız. Ataların, babaların dini gibi.Din objektif anlam taşıdığı için" İslam, özel, din ise geneldir. Yine Kur&񗝉an&񗝉da kullanılan Hizb; kelimesi de aynıdır. Hizb, grup, parti, taraf anlamında kullanılan bir kavramdır. Başına onu niteleyen bir kelime gelmeden kimin tarafı, partisi, grubu olduğu belli değildir. Allah Kur'an'da hem Hizbullah, hem de Hizbuşeytan; olarak Hizb kelimesini kullanmaktadır. Allah'ın hizbi, Şeytan&񗝉ın hizbi şeklinde. Hizbin kimi ifade ettiği kendini niteleyen kelime ile marjinal şekilde belirlenmektedir. Kaf il Nun gibi. Evrende her şeyin çift yaratıldığının birinin olumlu diğerinin ise negatif olduğunu ve örneklerini tek tek saymamız mümkün değil.

Her şeyden iki çift yarattık ki düşünüp anlayabilesiniz./Zariyat49

Bu anlamda şehitlik kavramına da bu şekilde yaklaşılırsak, Neyin ispatı için canını vermiş ise onun şehidi olması gayet doğaldır. Onun için şehidin önüne getirilen kelime ona anlam-marjinal anlam kazandırmaktadır (devrim şehidi, demokrasi şehidi... V.b.gibi)Bu nedenle Allah, "Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin. Allah yolunda ölür veya öldürülürseniz" şartını koyuyor. Bu ifadeleri dikkate aldığımızda diğer yollarda ölen ve öldürülenler bu müjdenin dışındadır. İnsanlarda yol da çok, yönde. Kim ne yola ve yöne gidiyorsa o yolun ve yönün şehididir. İslam&񗝉ın şehidi olmak gibi bir iddia ancak Müslümanlara sevimlidir; diğerleri bunu kendileri için davaya ihanet sayarlar. Hal böyle olunca dileyen dilediğinin şehidi, gazisi ve &񗝈Niyazi&񗝉si olmada hürdür. Şehitlik, sadece Müslümanlar hakkında kullanılan bir terimdir. Gayrimüslimler için bu tabir kullanılmaz. Onlar da kendilerine böyle manevi değerler verebilirler. Biz kendi inancımıza bakarız. Şehitlik ile ilgili Bknz:(Nisa 69,72,74,75,76,84,89,95,100-enfal60,enfal74-tevbe19,41,111-h ac58-muhammed4-ali İmran 140,157,169-Hadid19&񗝖&񗝖..)Allah hepimize şanlı şerefli şehitli ölmeyi nasip etsin inşallah

Saygılar....

Ne zamandır Kur'an'ın dedikleriyle kelimelerin anlamlarını açıklıyoruz.

Ne demek sadece Müslümanlar (!) şehit olabilir ?


Böyle bir kafatasçılık olabilir mi ?

Ona göre Allah yolunda ölen Şehittir, bana göre Yurt uğruna, Cumhuriyet uğruna, Devrim Uğruna, Bölücü Karşısında ölenlerde şehittir..

İster müslüman, ister yahudi, ister putperest, isterse de dinsiz olsun.


Fark etmez..

Silindi
Novice
5
@Cx4

O kadar yazıdan çıkardığın tek şey bu şehit olup olmama olayı mı?
Dolamış herkez ağızlarına o şehiti, bu şehiti, bilmem ne şehiti, diye şehitleri bile kısımlara bölüp parçaladılar.
Şehit;
Allah yolunda vatanı savunma uğruna düşen askerler'dir.
Önüne gelen şehit olmuş.. Cennet dolmuş taşmış bize yer kalmadı be abi =)
https://www.tdk.org.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF05A79F75456518CA&Kelime=%C5%9Fehit

Karşı mı geliyorsun Lokman ?

Atatürk&裟ün kurduğu TDK&裟ya karşı gelebilecek misin ?

Anlamadın mı ?

Bu ülkenin dinamikleri, gökten indiği varsayılan kitapların üzerine kurulmuyor.


Tıklamak istemeyenler için Şehidin anlamı;

Kutsal bir ülkü veya inanç uğrunda ölen kimse

Şehit Düşmek;

ülkesi, ülküsü veya inancı uğrunda savaşırken ölmek



Bu konu kilitlenmiş ve yeni mesaj kabul edilmiyor.

Üye Ol veya Giriş Yap

Bu forum başlığına mesaj atmak istiyorsanız hemen üye olun veya giriş yapın.