Silindi
Gazeteci-yazar Uğur Mumcu, 15 yıl önce bombalı saldırı sonucunda hayatını kaybettiği evinin önünde düzenlenen törenle anıldı.
Uğur Mumcu’nun Sokağı’nda bir araya gelen sevenleri, ellerinde Uğur Mumcu fotoğrafları ve karanfillerle "Uğurlar ölmedi, ölmez", "Uğurlar olsun", "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" şeklinde sloganlar attılar.
Çeşitli tarihlerde uğradıkları suikastlarda hayatını kaybeden aydınlar Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Turan Dursun ile Şehit Kubilay’ın fotoğraflarını taşıyanlar, "Uğur Mumcu, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı yaşıyor" sloganlarıyla tepkilerini dile getirdiler.
Bazı milletvekilleri ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de yer aldığı anma törenine, Beşiktaş kulübü taraftarı bir grup da "Çarşı, Faili Meçhullere Karşı" yazılı büyük bir pankartla katıldı.

"KALEMİ GİBİ DİMDİK YAŞADI"
Törende bir konuşma yapan Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’ndan İlker Gülüm, Türkiye’nin aydınlarını suikastlara kurban verdiğini söyledi. "15 yıl önce bir karlı kış gününde hain bir suikasta kurban giden Uğur Mumcu’nun Türkiye üzerinde oynanan oyunları kaleme aldığını" anlatan Gülüm, "Bu güzel insanların katilleri bulunamadı. Uğur Mumcu ne kalemini ne de düşüncelerini pazarlık konusu yapmadı. Kalemi gibi dimdik yaşadı" dedi.
Mumcu’nun sadece yazılarıyla değil yaşamıyla da örnek bir insan olduğunu ifade eden İlker Gülüm, "Onsuz geçen 15 yılda onun ne kadar haklı olduğunu gördük. Türkiye’yi Ortaçağ karanlığına sürüklemek isteyenlerin gerçek yüzünü o bizlere göstermişti" diye konuştu.

"MUM GİBİ PARLAKTI"
Uğur Mumcu’nun bombalı suikast sonucu hayatını kaybetmesinin ardından 15 yıl önce oluşturulan defterde yer alan yazıların vakıf tarafından bir kitapta toplanacağını da anlatan Gülüm, bu yazılardan örnekler sundu.
Kitapta yer alacak, bir ilköğretim okulu 4. sınıf öğrencisinin yazısı ve şiiri törendekileri duygulandırdı. Öğrencinin Gülüm tarafından okunan yazısında, Uğur Mumcu’dan "Mumcu, korkusuz bir yazardı. Mum gibi parlaktı, Mum gibi aydınlatırdı etrafını. O da Atatürk gibi yaşıyor, kalbimizde..." diye söz etti.
Daha sonra, Uğur Mumcu ve suikastlar sonucu hayatını kaybeden tüm aydınların anısına saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşu öncesinde Uğur Mumcu’nun eşi ve TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu ile kızı Özge Mumcu, Uğur Mumcu Anıtı’na çiçek ve mum bıraktı.

//////////////////

Vurulduk ey halkım, Unutma Bizi
Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık,
Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken
bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı
kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini,
yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük
Dövüldük, vurulduk, asıldık...

Vurulduk ey halkım, unutma bizi

Yoksullugun bükemedigi bileklerimize, çelik kelepçeler takıldı.
İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez,
İsteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık.
Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık.
Yazlık kışlık katlarimiz,
arabalarımız olurdu.
Yüreğimiz işçiyle birlikte attı,
köylüyle birlikte attı.
Yaşamımızın en güzel yıllarını,
birer taze çiçek gibi verdik topluma.
Bizleri yok etmek istediler hep.

Öldürüldük ey halkım, unutma bizi.

Fidan gibi genç kızlardık;
hayat, şakırdayan bir şelale gibi
akardı göz bebeklerimizden.
Yirmi yaşında,
yirmi bir yaşında,
yirmi iki yaşında iskencecilerin acimasiz ellerine terkedildik.
Direndik küçücük yüreğimizle,
direndik genç kızlık gururumuzla.
Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi,
taptaze inançlarimizi fırlattık
boş birer eldiven gibi.
Utanmadılar insanlıklarından,
utanmadılar erkekliklerinden.

Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi.

Ölümcül hastaydık.
Bağırsaklarımız düğümlenmişti.
Hipokrat yemini etmis
doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acımaksızın.
Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha.
Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına,
birer mezar taşı gibi savrulduk.
Vicdan sustu.
Hukuk sustu.
İnsanlık sustu.

Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi.

Kanserdik; ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.
Uydurma davalarla kapattılar hücrelere.
Hastaydık.
Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki.
Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık.
Önce kolumuzu, omuz başından keserek,
yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attik
önlerine.
Sonra da otuz iki yaşında
bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.

Öldürüldük ey halkım, unutma bizi.

Giresun'daki yoksul köylüler,
sizin için öldük.
Ege'deki tütün işçileri,
sizin için öldük.
Doğu'daki topraksız köylüler,
sizin için öldük.
İstanbul'daki, Ankara'daki işçiler,
sizin için öldük.
Adana'da, paramparça elleriyle,
ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.

Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi.

Bağımsızlık, Mustafa Kemal'den armağandı bize.
Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.
Mezar taşlarımıza basa basa,
devleri yönetenler gizli emellerle,
başlarımızı ezmek
kanlarımızı emmek istediler.
Amerikan üsleri kaldırılsın dedik,
sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.
Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi.
Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk,
komünist dediler.
Ülkemiz bağımsız değil dedik,
kelepçeyle geldiler üstümüze.
Kurtuluş Savaşı'nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız
bayrağımızı daha da dik tutabilmekti çabamız.
Bir kez dinlemediler bizi.
Bir kez anlamak istemediler.

Vurulduk ey halkım, unutma bizi.

Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık.
Bir kadın eline değmemişti ellerimiz.
Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha
Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmus ellerimiz
ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına.
Herkes tanıktır ki korkmadık.
İçimiz titremedi hiç.
Mezar toprağı gibi taptaze,
mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.

Asıldık ey halkım, unutma bizi.

Bizi öldürenler,
bizi asanlar,
bizi sokak ortasında vuranlar,
ağabeyimiz, babamız yaşındaydılar.
Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı,
ya da susmuşlardı bütün olan bitenlere.

ÖFKELERİNİ BİR GÜN BİLE KARŞISINDAKİLERE
BAĞIRMAMIŞ İNSANLARIN GÖZLERİ ÖNÜNDE ÖLDÜRÜLDÜK.

Hukuk adına,
özgürlük adına,
demokrasi adına.
Batı uygarlığı adına,
bizleri bir şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Bir gün mezarlarımızda güller açacak
ey halkım, unutma bizi.
Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak
ey halkim unutma bizi.
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz
simdi hep birlikteyiz

ey halkım, unutma bizi.

UĞUR MUMCU (sesleniş)

cumhuriyet 25.8.1975

"KALEMİ GİBİ DİMDİK YAŞADI"


Çok Doğru...

Üye Ol veya Giriş Yap

Bu forum başlığına mesaj atmak istiyorsanız hemen üye olun veya giriş yapın.