Bağlantı Adresleri:
KR:Ana Sayfa
KR:Etkinlikler
KR: Official Facebook Page
İletişim: tymaron[at]ultima-strike.com

Açıklama

Kingdom of Redilliath(Redilliath Krallığı) Ultima Online oyunu altında artık önemini yitirmiş olan Role Playing adına kurulmuştur. Guildin konseptini krallık adına kurduk ve ona göre de geliştirmekteyiz. Henüz yeni olduğumuz için hem tanıtılmaya hemde rol yapabilen arkadaşlara ihtiyacımız var. Aşağıda 2 adet hikayemiz mevcut, bunlardan ilki Redilliath'ın ilk kuruluşunu anlatmaktadır ve çok eskide yaşanan olaylardır. Büyük Göçe Dair olan hikayemizde bizlerin tekrardan dirilmesini anlatan bir hikayedir. Göç aslında bizim oynadığımız ultima online sunucusuna yeni başlamamızı temsil ediyor.

Sizlerde bizimle birlikte rol yapmak isterseniz iletişim adresimi ekleyebilir veyahut özel mesaj atabilirsiniz.

Redilliath Tarihçesi


İsmi tam olarak bilinmeyen, lakin çeşitli yerlerde Kutsal Arke, Yeryüzü Efendisi, İlk Baba gibi çeşitli isimlerle anılan evrenin ilk yaratıcısı, varlıkları ilk defa yarattığında bütün ırklar güvensizliğin sorununu çektiler. Zira sığınacak hiçbir yapı yoktu henüz yeryüzünde. Arkadaşlıklar ise şaibeliydi.

Bu sorunun üzerine ilk eğilenler, pratik zekâlarıyla tanınan insanlar olmuştu. İnsanlar, diğer ırkların saldırıları ve doğanın insanlara karşı gösterdiği tepkilere karşı koyabilmek için Büyük Beorg Birliği isminde bir topluluk kurdular. İlk başta herkes bu birliğe çok sadıktı çünkü insanlar, daha güçlü olmayı öğrenmişlerdi. Lakin sonraları, Marverit Faranel ismindeki bir adam, herkesin aynı işleri yapmasının sakıncalı olduğunu, insanların sınıflara bölünmesi gerektiğini öne sürdü. Ona göre insanlar; zeki, güçlü, zayıf, dayanıklı gibi özellilere ayrılıp ona göre iş yaptırılmalıydı. Düşünsel işleri sadece zekiler, askerlik, işçilik gibi işleriyse güçlüler ve dayanıklılar üstlenmeliydi. Lakin insanlar, birliğe oldukça sadık oldukları için bu düşünceye karşı geldiler. Herkesin eşit haklara sahip olması hoşlarına gidiyordu.

Marverit, her ne olursa olsun düşüncelerini dile getirmeye devam etti. Bir süre sonra neredeyse hiçbir insanın ona saygısı kalmamıştı. Bunun üzerine Marverit, ailesini ve sadık arkadaşlarını da yanına alıp birlik topraklarından uzağa, batıya doğru yola çıktı.

Grup, uzun bir yolculuğun ardından denize kıyısı olan, yemyeşil dağların arasında kalmış ve en az dağlar kadar yeşil bir düzlükle karşılaştı.

“Burası tanrıların bize bahşettiği bir alan olmalı.” diye düşündü Marverit. “Bu güzellik, bizim yaşayacağımız yer olmalı.”

Marverit ve beraberindekiler, Redilliath adını verdikleri bu yerde yaşamaya başladılar. Önce ufak tefek binalar yapıp tarlalar kurdular. Kısa zamanda Büyük Beorg Birliği’nden Redilliath’a doğru insanlar gelmeye başladı. Birlikte, sınıflandırma olmadığı için insanların zor olaylar yaşadıklarını, hastalananların ve hatta ölenlerin olduğunu dile getirdiler.

Her geçen gün Redilliath topraklarındaki insanlar arttı ve arttı. Gelenler sadece insanlar değildi; elfler, cüceler, gnomlar ve hatta buçukluklar, yönetimlerinden memnun olmadıkları için Redilliath’a geliyorlardı. Kısa zamanda popülâsyonda olan bu artış, Marverit’in kendini başkan ilan etmesi ile sonuçlandı. Halk mutlu olduğu için hemen hemen herkes, Marverit’in başkanlığını kabul etti ve ses çıkarmadı.

Marverit, elde ettiği başkanlık sıfatı ile ilk sınıflandırmayı yapması gerektiği kanısına vardı. Bundan sonra Redilliath’ta yaşayanlar düşünürler, asker ve isçiler, çiftçiler olarak üç gruba ayrıldı. Böylece her şey daha sistemli yürüyecekti.

Uzun zamanlar geçti. Redilliath’ın halkı gün geçtikçe çoğaldı ve çoğaldı. Halk, sınıf sisteminden oldukça memnundu. Büyük Beorg’daki gibi herkes her şeyle uğraşmıyordu. Kim hangi işte iyiyse, o görev ona veriliyordu. Beorg topluluğunda insanlar bir alanda uzmanlaşamazken, Redilliath'taki sınıf kavramı sayesinde insanlar alanlarında ustalaşarak olağanüstü işler başarabilir kıvama gelmişlerdi. Redilliath’taki bir demircinin, bir Beorg demircisinden daha iyi demir dövmesi gibi…Yarattığı bu sistemden ötürü Marverit de oldukça saygı görüyordu.

Nihayetinde surlar çekildi ve Marverit’in yapılmasını istediği Redilliath Kalesi kuruldu. Kalenin kurulması ile beraber Marveirt, Redilliath Krallığı’nın tamamen kurulmuş olduğunu müjdeledi. Kurulan yeni krallık ile sınıflandırma sisteminin eksik kaldığını düşünen Marverit, yeni bir sınıflandırma sistemi getirdi. Bundan sonra Redilliath’ta yaşayanlar soylular, düşünürler, zenginler, subaylar, sıradan halk ve köleler olarak altı gruba ayrıldı ve böylece devam etti.
Soylular: Hükümdar aile, şövalyeler ve kralın soy nişanı ile onurlandırdığı kişi ve aileleri (Yüksek mertebeden düşüğe = 1. Dük / Düşes, 2. Marki / Markiz, 3. Kont / Kontes, 4. Vikont / Vikontes 5. Baron / Barones).

Düşünürler: Büyücüler, ruhbanlar, keşişler, bürokratlar ve elçiler.

Zenginler: Ortalamanın çok üzerinde paraya sahip kişiler.

Subaylar: Generallik, amirallik gibi askerî unvanları bulunan askerler.

Sıradan Halk: Çiftçiler, zanaatkârlar, esnaflar, hırsızlar, işçiler, paralı askerler, kısaca şehirde yaşayıp herhangi bir soy elde edememiş olan fakat kraliyete ait topraklarda yaşayan herkes bu sınıfa dâhildir.

Köleler: Köle tacirlerinin eline düşmüş ve/veya yeni bir efendiye satılmış kişilerdir. Hiçbir hakları yoktur. Mal olarak kabul edilirler.

NOT= Krallığımızın ilk kuruluşuna, geçmişine dair bir hikayedir. İlk kuruluş hikayemizi bilmek isteyenler ve hiyerarşi anlayışımızın ne yönde olduğunun görülmesi amacıyla yazılmıştır.


Büyük Göçe Dair


Bulutsuz gecelerin ihtişamlı yıldızları altında dans eden elfler, örs ve çekicin aşk çığlıklarında sağırlaşmış cüceler, zeka ve el becerileriyle ünlenmiş buçukluklar, soyluluk ve bağlılıklarıyla herkesin takdirini toplamış insanlar, sadece bir bölümü idi Redilliath Krallığı halkının. Ta ki hırs yüzünden körelmiş gözleri, generali tarafından oyulan Kral III. Orathor, yaşamının en büyük hatasını yapana dek…

Kral III. Orathor, Büyük Beorg Krallığı Kuşatması için kurdurduğu kamptaki çadırında, masadaki haritasına bakıyor ve saldırının nasıl devam edeceği konusunda düşünüp duruyordu. Bu sırada sağ kolu Angmarsh’ın zırhının, çadıra girerken çıkarttığı tıkırtıları duymamıştı bile.

“Yüce kralım.” dedi Angmarsh, efendisinin dikkatini kendi üzerine çekebilmek için.

“Lanetlerde boğul seni aşağılık sülük!” diye bağırdı kral, korkuyla yerinden fırlayarak. Konuşanın, sağ kolu olduğunu fark edince derin bir oh çekti. “Sen miydin Angmarsh? Pursac adına; beni korkuttun! Hiç değilse içeriye girerken ses veremedin mi ahmak?!”

“Özrümü kabul edin efendim.” dedi Angmarsh reverans yaparak. “Önemli bir haber getirdim. İttifakımız Fargor Krallığı’nın efendisi Şişko Ermel öldü. Düşman, güney safları yardı. Fargor geri çekiliyor. Ne yazık ki kuşatma düştü efendim. Askerlerimiz, geri çekilme emrinizi bekliyor.”

“Geri çekilmek mi?!” dedi kral, sinirden kıpkırmızı kesilmiş suratını buruşturarak. “Bu soyları bozukların ne yaptıklarını unuttun galiba!”

“Lakin size yapılan suikast girişiminin, Büyük Beorg Krallığı tarafından yapılmış olması sadece bizim düşüncemiz kralım.” dedi Angmarsh omuz silkerek. “Sadece bir olasılık... Henüz hiçbir şey kesin değil.”

“Efendinin emirlerini sorgulamak, ne zamandan beri görevlerinin arasında yer etti?” dedi kral gözlerini devirerek.

“Ben sadece olasılıklardan kurulmuş ve başarısızlığa ulaşacak bir kuşatmada, boş yere yitecek askerlerimi düşünüyorum.” diye yanıtladı Angmarsh soğukkanlılıkla.

“Ben emir veririm, sen de uygularsın; kendine gel Angmarsh!” diye haykırdı Kral III. Orathor, her vurguda yumruğunu masaya vurarak. “Lanet bir fahişe bile senden daha sadıktır! En azından paralarını aldıkları sürece kendilerini becertiyorlar! Şimdi bir kerecik olsun sadık bir fahişe ol ve Gulgart’lı barbarların yanına git! Bize katılmalarını iste. Yeterli şekilde onurlandırılacaklar. Eski düşmanlarımız, en yakın dostlarımız olacaklar.”

“Emredersiniz kralım.” dedi Angmarsh, ne kadar istemese de. Ardından, özel muhafızları ile Gulgart’ın yolunu tuttu.

Angmarsh’ın gidişinden günler geçmişti. Redilliath Krallığı’nın koruduğu kuşatma fazla bile dayanmıştı. Askerler, kralın onca emrine rağmen kuşatmayı kırmaya başlamışlardı ki uzaklardan bir duman bulutu görüldü. Tiz bir savaş borusu, düzenli bir metronomla duman bulutunu yarıyor harp meydanında yankılanıyordu.

“Gulgart’lılar!” diye haykırdı Kral III. Orathor sevinçle ve kaçmakta olan askerleri, tamamen motive olmuş bir şekilde kuşatmaya geri döndüler. Gulgart atlıları, kısa sürede Angmarsh ile savaş alanına vardılar fakat beklentilerin tam tersine bir olay gelişti. Gulgart, Büyük Beorg Krallığı ile birlikte Redilliath askerlerine saldırdı. Kısa zamanda Redilliath ordusu, son adamına kadar katledildi. Bir tek Kral III. Orathor kalmıştı.

Angmarsh, zırhlı atının üzerinden, korkudan diz çökmüş olan kralına tebessümle bakıyordu. Çok geçmeden atından indi ve kralının karşısına geçti.

“Kendime birkaç sadık fahişe buldum.” dedi Angmarsh sinsice sırıtarak. “Benim tek isteğim zeki bir kral ve gururuyla payidarlığa erişecek muzaffer bir krallıktı. Fakat sen bu krallığa layık değilsin. Merak etme; krallığını elinden alacak değilim. Evlatlarına devredeceğim. Ama kin ve sabırsızlığın yüzünden, Redilliath bu topraklarda daha fazla barınamaz. Büyük Beorg, yakın zamanda şehri ele geçirecektir. Çokcukların bile senden nefret edecekler.”

“Hırsa bürünmüş bu gözler, yatacağın yeri zehirleyecek.” dedi Angmarsh ve parmaklarıyla Kral III. Orathor’un gözlerini oydu. “Bedenin ise zamanın tozları arasında unutulup gidecek.” Ardından kılıcını çekip efendisinin başını kesti. Kralın gövdesi, kanlar içinde toprağa yığıldı.

Angmarsh, saçlarından tuttuğu kafayı kendisine çevirdi ve “Namert suratın ise, Beorg, krallığımızı bastığında tahtın başköşesinde duracak ve yarattığın pisliğe tanık olacak.” dedi. “Bu sırada ben, masum soyunu kurtarıyor olacağım.”

Kelleyi çantasına koyduğu gibi, Gulgart’lılar ile beraber Redilliath’a kadar at sürdü Angmarsh ve onlara söz verdiği kraliyet hazinesini dağıttı. Ardından kralın savaşta öldüğünü, Büyük Beorg Krallığı’nın yakında Redilliath’a saldıracağını ve herkesin kendini kurtarması gerektiğini duyurdu. Kısa zamanda bütün krallık boşaltıldı. Gidecek yeri bile olmayanlar, canları pahasına Redilliath topraklarını terk etti.

Kral III. Orathor’un evlatları ise Angmarsh tarafından hazırlatılan bir gemiyle Redilliath Krallığı’nı tekrar kurmak üzere yelken açtılar. Günler sonra ise yepyeni bir toprağa ayak bastılar. Kimse, buraya ne denirdi bilmiyordu lakin neresi olursa olsun Redilliath Krallığı, bu gizemli topraklarda yeniden kurulacaktı.

Hanedanlıklar

Zal'Honan
Deltoro

Dipnot: Hanedanlıklar Redilliath Krallığı altında olan ailelerdir. Her ailenin kendine has özellikleri ve üyeleri vardır. Bu özellikler ailenin ırkını, karakteristik özelliklerini vb.. durumları teşkil eder. Hanedanlıkların hikayeleri, kurucuları, üyeleri ve üyeleri hakkında bilgileri ilerleyen zamanlarda guild tam olarak kurulduğu zaman güncellenecektir.

Etkinlikler

Büyük İsyan
Lord Blackthorn Suikastı

Bu konu Tymaron tarafından düzenlendi(2012-01-15 00:12, 12 yıl önce)

Üye Ol veya Giriş Yap

Bu forum başlığına mesaj atmak istiyorsanız hemen üye olun veya giriş yapın.