1.Bölüm (İnsanlığın Yok Oluşu)

Savaşın başladığı insanlık ırkının özgürlüğünü neredeyse kaybettiği bir zamandı. Gökyüzü 3 aydır süren savaş ve yağan yağmur yüzünden hiç mavi olmuyordu sosariada sürekli kara bulutlar dolaşmaktaydı. Belkide bunun nedeni savaşın bu kadar uzun sürmesi ve insanlığın yok oluşunun yavaş yavaş gerçekleşmesiydi. Artık bütün insanlık ırkı umutlarını yitirmeye başlamıştı efsane komutan hayatını kaybetmiş, Lordları hastalığa yakalanmıştı. Halk dört bir yana dağılmaya başlamış birlik beraberlik kopmuştu. Britain civarlarındaki mağralara saklanmaya başlamıştı bazıları savaş tüm dünyaya yayılmıştı. Elf, Human(insan), Orc, Uruk-Hai ırkları büyük bir savaş içesindeydi savaş 2 gruba bölünmüştü Elflerle İnsanlar, Orclarla Uruk-Hai birleşmişti. Ama Elfler insanlara hiç yardım etmiyordu bu birleşim 2 ırkında iyiliğin huzurun bir arada vâr olmasını istemesindendi. Orclar ve Uruklar birlikte hareket ediyordu ve ırkları dışından olan bütün canlıları yok ediyorlardı. Bu birliktelik uyumu sağladıklarından çok güçlüydü artık 2 ırkında askerleri bu uyumdan korkuyor ve karşılarına çıkma cesareti gösteremiyordu taki bir gün o çıkana kadar. Dünyanın bir ucundan gelmiş olan herkes tarafından bilinen korkusuz ve amacı sadece düzeni sağlamak olan Horis'ten başkası değildi. Horis daha 29 yaşındaydı ama Komutan olan ölen babası tarafından özenle yetiştirilmişti. Horis kısacık saçları uzun boyu ve güçlü kasları ile çok iyi bir askerdi. Horis Babası Lamtry tarafından özel kılıç dersi ve Usta Kilorms tarafındanda yay ve ok dersi almıştı. Horis bu özellikler sayesinde girdiği hiç bir savaşı kaybetmemişti. Tek başına belki bu koca orduya karşı hiç birşey yapamazdı ama Bilge Florm tarafından öğrendikleriyle Elflerle İnsanları bir araya getirebilirdi. Horis Bembeyaz atıyla Önce köyde kalan insanların arasına daldı. Etrafına baktı, uzun bir süre insanları süzdü ama hissettiği tek şey korkuydu evet insanlar bu savaştan bu yok oluştan korkuyordu. Horis bir çocuğun bir köşede aladığını gördü. Atıyla önce yanına gitti, atından inerek ona sordu "Neden ağlıyorsun?" çocuk horise baktı daha ufak olduğundan onun kim olduğunu bilmiyordu, korku ve hüznün bir araya karıştığı titrek sesiyle "Siz kimsiniz?" dedi. Horis ufak bir tebessumle çocuğa "Ben senin ağlayan yüzünü güldürmeye gelen kurtarıcıyım..." dedi. Çocuk bir anda şaşırmıştı bir süre sesizlik oldu ve ardından "Orcları ve Urukları senmi yok ediceksin tek başına? Bunu nasıl yapabilirsinki?" dedi. Horis bu sefer gülmeye başladı, "Ben bunu tek başıma zaten yapamamki, Bunu senin halkınla başarabilirim ama bunun için senin yardımına ihtiyacım var." dedi. Çocuk yine şaşırmıştı çünkü kendisi daha ufaktı kılıcı bile yerinden kaldıramıyordu, Horis'i hayla yabancı olarak görüyordu ama birşeyi iyi biliyordu daha önce halkı arasından hiç kimseyi bu kadar korkusuz ve kararlı görmemişti. Biraz süre geçtikten sonra Horis çocuğun birşeyler düşündüğünü biliyordu ve ona  " Evet ufaklık ne düşünüyorsun sesin çıkmıyor bana inanmıyormusun yoksa." dedi. Çocuk Horis'e adını sordu ve Horis değişik bir cevap verdi, "Ben herkes tarafından tanınan korkusuz biriyim seni ve haklını kurtarıcak olan kişiyim benim kim olduğumu öğrenmek istiyorsan git bir başkasından öğren sen beni tanımıyor olabilirsin ama inan tanıdığında dediklerimin gerçek olucağını görüceksin ve ben insanlığın yok oluşunu engelleyip bütün Orc'ları ver Uruk'ları öldüreceğim ama bunu tek başıma yapmicayağım senin halkınla yapacağım." dedi. Çocuk artık onun sözlerine inanmaya başlamıştı onun neler yapacağını ve kim olduğunu çok merak etmeye başlamıştı.

Üye Ol veya Giriş Yap

Bu forum başlığına mesaj atmak istiyorsanız hemen üye olun veya giriş yapın.