Güzel bir noktaya daha değinildi, bilgisayara mı benziyoruz, vücudumuzun çalışma yapısını düşünürsek evet benziyoruz. İnsan vücudu elektrikle çalışır sanırım herkes biliyordur. klavyeden bir tuşa bastığınzıda bir devre açılır devre açıldığıdna elektrik akımı devre üzerinden geçerek işlemini tamamlar ve ekranınıza "a" harfi gelir. ( bir sürü yazılımsal olaydan sonra elbette.
Bir nesneye dokunduğunzuda bir sinir hücresi uyarılır, sinirler ( bilgisayarın kabloları ) üzerinden geçen elektrik akımı beyine ulaşır ve bir şeyte dokunduğumuzu farkederiz.
Ama eğer bir bilgisayara benziyorsak, bilgisayarların eksik noktası nedir? düşünme yetisi, mantık yetisi, elbetet bir bilgisayar yazılımı aynı durum karşısında farklı cevaplar verebilir ancak, programcısı yazdıysa, programcının yazmadığı hiçbirşey olmaz, yani bilgisayarın bir karar verme yetisi yoktur, programcının vardır. klavyeden c ye basarsak ekrana c gelsin kararını bilgisayar vermez programcı verir. Bizlerse karar verebiliyoruz, bu nedenle bilgisayardan bu noktada uzağız.
Güzel demişsin kardeşim ama bir yeri atlıyorsun; hiç bir bilim adamı çıkıp Allah vardır, tüm evreni o yaratmıştır, tüm canlıları o yaratmıştır demedi... Bunu yine Allah seçtiği elçileri sayesinde bizlere ulaştırdı. "İnsanoğlunun aklı bunları anlamaya, çözmeye yetmez" dememeli diyorsun ama bugüne kadar yaşananları gözlemleyerek söylüyorum bunları, Allah hakkında somut bir bilgiye, kader hakkında somut bir bilgiye, ahiret hakkında somut bir bilgiye bir bilim adamı hadi onu da geçtim insanoğlundan herhangi bir kimse erişebilmiş midir?
Hayır, erişememiştir. İşte bu yüzden Kur'an da yazılanlara inanıyorum, inanmayı tercih ediyorum. Herkesin kendi düşüncesi yine kendine inanmayanların görüşüne de saygım vardır, kimse yanlış anlamasın...
İnançları ya da kuranı sorgulamıyoruz, sorgulayarak içinden çıkılabilecek bir ortam ve durum değil ne yazık ki.
Bilim adamalrı ile ilgili soruna gelince evet demişlerdir. evrenini var oluşuyla ilgili onlarca teori ortaya atmışlardır. yaşamdan sonraki hayat hakkında, farklı boyutlar hakkında pek çok çalışma yapılmıştır. "insan asla yok olmaz, enerji yok olmaz denmiştir" belki din ile aynı cevapları vermiyor ancak bilim adamalrı da aynı şeyleri araştırıyorlar.. ve buluyorlar.
2006 yılı sanırım tam emin değilim, elektronik konusunda nobel alan 2 bilim adamı vardı. Bir haberleşme sistemi hakkında araştırma yaparlarken yaptıkları cihaza sürekli bir parazit sesin girdiğini bütün haberleşmeyi bozduğunu farkediyorlar. ( tamamen şans eseri ) ne yapıp ediyorlarsa bu sesten kurtulamıyorlar. Sorunu çözmek için farklı bilim adamalrıyla da çalışmaya başlayınca farkediyorlar ki bu parazit 1900 lerin başından beri aranan "ses". Neyin sesi mi? Big Bang ( teori ) bu ses evrenin her yerinde sürekli oalrak var, öyle büyük bir seski çünkü bütün evrene yayılıyor... Hatta bu sesin şuanki seviyesine bakarak mutlak soğuk üzerinden bir hesaba gidilmişti.
Bilemiyorum mutlak soğuk nedir bilir misiniz? Mutlak soğuk evrenin en soğuk halidir, uzayın sıcaklığıdır yani, -200 küsür derece. çok soğuk değil mi? değil gitgide daha da soğuyor, ama uzun bir süreç. teoriye göre bigbang gerçekleştiiğinde oluşan patlama evreni belli bir sıcaklığa kadar ısıttı, ör: 100 derece ve o tarihten bu güne evren soğuyor, bu sesin şiddetinden yola çıkılarak mutlak soğuğun şuanki seviyesi de göz önüne alınarak patlamanın büyüklüğüyle ve zamanıyla ilgili bir hesap yapmışlardı ama tam anımsayamıyorum.
sanırım biraz uzatmış olsamda.. sorunun yanıtı oldu.
Bu konu atacker tarafından düzenlendi(2008-02-17 03:32, 17 yıl önce)