Parmaklarımla engellemeye çalıştıgım, üşüyen, hasta bir mehtabın sızmasıyla kırpıyorum gözlerimi . Bir ucumda çalılar, agaçlar ve dallardan oluşan bir sebze salatası duruyor, öbür ucumda dokunmaya çalıştıgım gökyüzü .

Yere örttügüm battaniyenin üstünde içgüdüsel olarak bir bebek gibi kıvrılmış ben'in yanında dolaşan sayısız diger şey, sonsuz ihtimaller vesaire . Anlamadıgım bir yerlerden insanı pek de dinlendirmeyen bir kuş sesi geliyor .

Yukarıda romantik oldugu varsayılan bir dolunay, oysa gurbet çeken gönüller umrumda bile degil .

Oysa o attıgı her kahkahayı duydugum bir kadın ve bir erkek, diliyle söküp fırlattıgı her tınıyla sevişecek olduklarını belirtiyor, heyecanlı oldugunu belirtiyor, oysa seks oynamalı bir spordan başka bir şey degil, romantizm tanım itibariyle yanlış bir kelime olduguna göre, ki bana yaşattıgı sözde güzel duygular dogrusunu bulmaya itecek kadar çekici degil .

Altımda duran bir haftalık yanıgıyla büzülen battaniye ise yüzüme bozuk bir bakış atıyor . Nefret ettigim çakır dikenlerin üstünde battaniyemle sevişiyorum .

Aşk konusunda insanların neden bu kadar duygusal oldugunu çözmüş gibiyim şu an . Bütün o tafralar, gizli gizli fısıldaşmalar falan . Sanırım onlara en ufak içgüdüleri olan "saklanmış olanı ele geçirme" sanırım, ki yine sanırım haklıyım .

Oysa o sakladıkları küçük dünyalarını ben yönetiyorum, o dünyalarının üstünde uyuyor, o dünyanın üstünde besleniyor ve o dünyanın üstüne kusuyorum .

Bütün bu olanlara ve küçüklüklerine ragmen, emsalsiz bir egoları var . Kendi çapında her biri Şekspir'in Romeo ve Juliet'i adeta, otuz yıllık şarkılardan seçilen kelimeler ile yazılan sahte şiirler, "tatlım"lar falan .

Erkek, kadına sürekli çiçek alıp, yemege götürüp, yataga atmakla meşgul . Kadın ne yapıyor bilmiyorum . Yegane sorun ise her şeyin tek düze olması . Yani ilişkiye başlıyorlar, anlamı olmayan binlerce işten sonra harcanmış vakitlerinin üstüne oturup daha sıcak bir organ için yeni birine başlıyorlar, fazlasıyla ikiyüzlü .

///

Dogrulup ceketimi düzeltiyorum . Yüzüme gelen kuru rüzgarı elimle tutup kenara çektikten sonra sesin geldigi yere dogru yavaşça yürüyorum . Kuru rüzgarlarla her yerde ve daima çok iyi anlaşırım aslında, şimdi neden tatsızlık çıkardı bilmiyorum . Her neyse, biraz daha yürüdükten sonra ikisini görüyorum .

Biri yatıyor, birisi ise üzerinde oturuyor, yatıyor, onunla birleşiyor, onunla tepiniyor, sonra öbürü üste çıkıyor, bildiginiz şeyler kısacası . Sorun şu ki, insanlar bunu yüz yıllardır yapıyor ve biraz sıkmaya başladı .

Hayatının merkezinde seneye yapmayı planladıkları ama liseye kadar kokusunu bile alamayacakları o amatör seks olan ergenler, bütün parasını aklı ufacık metreslere yatıran "iş" adamları vesaire .

Onlar insani atasporlarına devam ederken, ben hiç orada olmamışçasına yürüyorum arabama dogru . Kapıyı açarken battaniyeyi unuttugum aklıma geliyor . Gidip onu kenara attıgım rüzgarın yanından alıyorum . Arabaya binip yolumu yakınlardaki bir bara çeviriyorum .

Bir sporcu edasıyla kapıyı açtıgımda suratıma dogru esen keskin bira kokusu eşliginde onlar gözüme çarpıyor, işte oradasınız siz de, sıcak ve daha yeni organlar !



dogukanpiyale // sövgükelebegi
Düşünsatır # 3

Bu konu Elrohim tarafından düzenlendi(2008-09-30 22:14, 15 yıl önce)
Gerçekten zevk aliyorum okurken devamını bekliyorum.Çok iyi.
Teşekkürler nexima (:

Üye Ol veya Giriş Yap

Bu forum başlığına mesaj atmak istiyorsanız hemen üye olun veya giriş yapın.