Herkez'e merhabalar, uzun bi tatilden sonra, tekrardan tüm ekip olarak Uo'a geri dönmüş bulunmaktayız, öz geçmişimizi açıklamak isterim, 8 sene önce kurulmuş ve hala daha devam etmekte olan bi loncadır, Uo bünyesinde tanınmış, zamanında büyük işler başardığımıza inanıyoruz. Tekrardan aynı azimle devam edeceğiz, Saygılarımla...

Loncamıza Nasıl Katılabilirsiniz ?
Adınız , Soyadınız ?
Yaşınız ?
İngame Nickler ?
Uo Tecrübeniz (yıl) ?
Neden Biz ?
Kendinize Yetebiliyormusunuz ?
Daha önce bulunduğunuz Aile,Lonca ve Ayrılma sebepleriniz .


Loncaya Dahil olunduktan sonra yapılması gerekenler.


Silmarillion III (Diğerleri)


Lonca içersinde ve dışarıya karşı uyulması gereken kurallar..

Silmarillion III oyuncusunun yapması gerekenler:

1-Ventrilo adlı program kullanmak her lonca üyesi için mecburidir, Ventrilo programı oyuna girdiğinde kimse olmasa bile iletişim sağladığımız bu programda Online olmalıdır. Oyunda olmayan muhabbet etmek isteyenler oyun oynayanları etkilememek için başka kanallarda durmaları gerekmektedir.
2-Forumlarda, Hiç kimse bir diğer aile,lonca ile polemige girmemeli ve , Cevap verilecekse Yönetim konuya müdahale edecektir.
3-Savaşlara çıkmak için toplanıldığında, dağılan kendi başına hareket edip bir yerlere gidenlere yardım etmeye gidilmeyecektir, ihtiyaç için bir yere gidilecekse, haber verilip topluluğa öyle gidilecektir, haber vermeden topluluktan ayrılanmayacaktır.
4-Oyun içersinde ölüm sebepleri aramak, arkadaşını suçlamak ve bir kargaşa yaratmak Ölünce sinirlenmek gibi tavırlara girmek uyarı sebebi almaktır.(hata varsa hatası söylenir ve üstüne gidilmez)
5-Lonca içi tüm etkinliklere sadece lonca üyelerimiz katılabilir. Harici katılımlar lonca yönetiminin inisiyatifindedir.
6- Silmarillion III loncasında UO ile sınırlı bir lonca değildir, sırf Ultima Online adlı oyun için bulunulmaz, Ultima Online adlı oyunda da Silmarillion III loncasından başka loncaya hiçbir şekilde girilmez.
7-Loncadan her hangi bir sebepten dolayı çıkıldığında bir daha alım olmaz.
8-Her kim olursa olsun, üstünde Silmarillion III yazmıyorsa saldırmak serbesttir, loncadan birinin karakteri ise, ben benim olduğumu söyledim ama yinede bana saldırdı diye bir açıklama olamaz, hak arayamaz, gerçekten bildiği halde yapıyorsa saldıran hakkında yönetim karar alır.
9-Yönetime baskı uygulamak, kararları etki edebilmek için tehdit manasında konuşmalar sorgusuz şahsım tarafından uzaklaştırmayla sonuçlanır.
10-Lonca içersinde gruplaşma bölücülüğe sebep olma şahsım tarafından uzaklaştırılmayla sonuçlanır.
11-Alınan ve alınacak olan kuralları vb eylemleri ciddiye almamak karşısında şahsım tarafından uzaklaştırılmayla sonuçlanır.
12-Lonca Chat dışında konuşmamaya dikkat edilmelidir.
13-Yapılan yanlış benim veya yönetimin yanlışı değildir, yanlış yapan aramızdan ayrılır, araya gönül koymaya çalışamaz.
14-Silmarillion III loncasında herkes eşittir, yönetim bu konuda hassas olamazsa görevinden uzaklaştırılır.
"Bu kuralları uygulamak ve denetlemek Silmarillion III loncası yönetiminin sorumluluğundadır."
Tüm Silmarillion III loncası üyeleri bu kuralları kabul etmiş, İhlali durumunda ise lonca yönetiminin alacağı kararları kabul etmiş sayılırlar.





Silmarillion III Savaş Arena..
Savaş esnasında birlik ve beraberlik kesinlikle bozulmamalıdır
Savaş esnasında çapraz bandajlamak bize + puan kazandırır düşmanımız hp`si az olan arkadaşımızın bandajını yırtması kolay olur fakat bizim bandajımızı yırtması daha zordur ( Pure mage karakterleri bu konuya hassasiyet göstermeleri önemle rica olunur.)
Savaş alanında düşman alt edilip öldürüldüyse kesinlikle yağmalamak (loot) yasaktır bununla vakit kaybetmeyiniz seri bir şekilde en değerli ganimeti alıp cesedi kesiniz.(durumunuzu değerlendirin )
Lonca”ile savaşa gidilmeden once 1(bir) kişiye takıp atılır ve peşinden ayrılınmaz
Ventrilo`dan yardım istiyen lonca üyelerine takıp atılıp ilk iş o arkadaşınıza heal atmaktır daha sonra düşmanlarla savaşmaktır..


Silmarillion III Guildmaster.

Dip not : Yukarıdaki herşeyi okudum yapabilirim diyorsanız buyrun gelin kardeşimiz olun..

Lonca Alımları İçin : [email protected]


Kenks Ailesi
Silmarillion III

Bir Sosaria Sabahı savaşların bittiği yağmurlu bir gün ve Britain şehrinin civarlarında yaşiyan fakir ailenin kızı Angelina evden dışarı çıkarak evin etrafında dolaşmaya başlar ormanın derinliklerine indikçe ormanda çok güzel hayvanların oldugu ve çok huzurlu bir yer oldugu düşünen Angelina ormanın içerisine girmemesi gerekirken ormanın derinliklerine iner ve huzurlu bir şekilde ıslık çalarak etraftaki hayvanları sever küçük bir kuzu gören Angelina kuzucuğa " Sen ne şeker şeysin " diyerek kuzucuğun önünde diz çökerek onu okşamaya başlar , Angelina Arkasında biri oldugunu farkeder ve o kişinin gölgesini görür arkasini döner ve Forest Ostard a binmiş simsiyah bir zırh giyen sovalyeyi görür ve sövalye kılıcını Angelina a doğrultarak " burada ne işin var " der Angelina o kadar korkmuştu ki cevap vermekte güçlük çekiyordu Angelina bir adım geri atarak nefesi titreyerek " a a a afedersiniz sadece dolaşıyordum" diyerek Şovalyenin gözlerinin içine bakıyordu ve Sövalye " Buralarda gezmen sakıncalı olabilir kötülüklerle dolu bir orman burası çok tehlikeli evine dön " diyerek kılıcını indirir , Angelina Sovalyenin kılıcını indirmesiyle derin bir nefes alarak içinden "oh" çeker Angelina sovalyeye " tamam lordum hemen gidiyorum afedersiniz " diyerek arkasını döner ve hızlıca ormandan çıkmak için koşturur
Genç Sovalye o kızdan hoşlanmıştı ve onun evine sağ salim dönmesi için Angelina`ı o farketmeden takip eder ve ormanda Angelina`a zarar vermek için iki adet Lord British Muhafızı görür ve Ostardını dürterek hızlanır Lord British in muhafızları Angelina a çok yaklaşır Angelina onları farkeder ve daha hızlı koşturmaya başlar ama atlı muhafızlar
Angelina nın önüne geçer ve " Durrrrrrr " diye bağırır Angelina durur ve korkusundan ağlamaya başlar Angelina ı kurtaran Şovalye ise kılıcını çekerek Angelina nın yakınındaki British askerinin kafasını koparır diğeri ise şovalyeye saldırır ve savaşmaya başlarlar Angelina Korkusundan adeeta kitlenmiş durumda , Şovalye diğer British askerini de alt eder ve sırtına aldığı kılıç darbesi ile yaralı bir şekilde Angelina a " Cabuk et kaçmalıyız " diyerek Ostardına biner ve Angelina`a elini uzatır Angelina o teklifin kaçınılmaz olduğunu düşünür ve eve sağ salim dönmesinin tek bir yolu olduğununun farkına varır ve o yolda o Sovalye ile gitmesinin oldugunun bilincine varır daha sonra Angelina Şovalyenin arkasına biner ve Şovalye Ostardı hızlıca sürerek ormanın dışına çıkmaya çalışır , Ormanın dışına vardıklarında sövalye bir nehir kenarına yanaşır ve zırh ının gögüslüğünü çıkarır yarasına müdahale etmesi gerekiyordu British askerinin kılıcı zehirliydi zehir kana karışmadan müdahale etmek zorundaydı Angelina ise olayın şokunu atmaya çalışıyordu o sırada şovalye yarısın temizleyip sarmıştı ve gögüslügünü giyerek Helment ini çıkararak yüzünü yıkadı Angelina şovalyeye bakıp " Lordum hayatımı kurtardığınız için size minnetarım teşşekür ederim " diyerek boynunu eğer Şovalye ise " seni takip ettiğim için şanslısın ormana girme bir daha " diyerek Helment ini takar daha sonra sövalye Ostardına Biner ve Angelina`a " hadi gel hava kararmadan evine dönmen gerekiyor " diyerek Angelina`ı Ostarda bindirerek Angelina`a sorar " Nerde kalıyorsun " Angelina ise " Britain tarlarının orda kalıyorum " diyerek Şovalyeye sıkı sıkı sarılır Şovalye Ostardı hızlı bir şekilde sürüyordu hava kararmadan Angelina`ı eve götürmek için , kısa bir süre sonra tarlara gelirler ve Angelina " Lordum beni burda bırakın Annem Babam Görmesin " der Şovalye Ostardı durdurur ve aşşağı iner Angelina`ı aşşağı indirdikten sora tekrar biner ve Angelina " çok teşşekür ederim hayatımı sana borçluyum cesur savaşçı " diyerek şovalyenin gözlerinin içine bakar ve şovalye cevap dahi vermeden ostardını şaha kaldırarak hızlıca uzaklaşır ve Angelina eve döner Angelina`nın Annesi olan Arwen " kaç saatir nerdesin Angelina ! " ardından Angelina " Dolaşıyordum Anne " diyerek odasına koşar . geçimlerini çiftçilikle sürdüren Angelina`nın babası Marquez ayni zamanda bir profesyönel hayvan ehlilcisiydi ama o dönemler Lord British in emrine göre o meslek sadece bir kişi için yasak değildi tüm sosaria a haber salan British " Hayvan ehlilleştirmek yasaktır Görülen in kellesi kopacak" diye Sosaria nın dört bir yanına haber salan British o mesleği adeta men etmişti .


2 Ay Sonra.....
Angelina o şovalyeyi unutamamış ve hergün onu düşünüyordu Angelina Aşık olmuştu , ve ertesi gün sabahı su doldurmak için nehire giden Angelina küpleri doldurarak ata yüklemeye çalışıyordu su küpleri çok ağırdı adeta ıkanarak yükleyen Angelina arkasındad bir ses " yardım istermisin Lady`im " Angelina arkasını döner ve genç şovalyeyi görür ve gülümser şovalye bu sefer çok farklıydı bu sefer deri zırh ve pelerin takan şovalyenin yüzünü görerek " teşşekürler ben yaparım" der ve küpleri yüklemeye çalışır onun zorlandığını gören şovalye ostardından inerek Angelina a yardım eder küpleri yükleme bitince genç kıza " isminizi bağışlarmısınız " der ve Angelina isminin Angelina olduğunu söyler Angelina şovalyeye " sizin isminiz nedir cusur savaşçı " hemen ardindan şovalye adının Tauromandil olduğunu söyler ve Tauromandil ile Angelina saatlerce sohbet edip birbirlerini daha iyi tanımışlar di ikisi de birbirinden hoşlanmıştı , Angelina eve gitmesi gerektigini söyler ve Tauromandille vedalaşarak evinin yolunu alır ,şovalyenin kaldığı yer ise Moonglow şehrinin civarıydı büyücülerin yaşadığı kentte yaşayan bu şovalye her gün Angelina`nın evinin oralara gidip onu saatlerce farkedilmeden izliyordu , ve Angelina ile sık sık görüşmeye başliyan Tauromandil Angelina ile sevgili olmuşlardı ve bir gün Angelina Babasına Taurormandili anlatır Angelina nın Babası Marquez Taorumandilin eve gelip onlarla bir oğle yemeği yemesine müsade eder böylece Baba Marquez Tauromandilin nasıl biri olduğunu görür , ardından Angelina hergün buluştukları göl kenarına gider ve sevgilisi Tauromandili bekler ormanın derinliklerinde görülen bir şovalyenin Tauormandil olduğunu görür ve hızlıca onun yanına koşturur ve " Babam senle tanışmak için yarın ögle yemeğine bekliyor " der ve ardından Taouromandil bu olaya çok sevinir ve genç cift saatlerce dolaşıp yarın için plan yapıyorlardı , hava kararmaya yakın Angelina eve döner Tauormandil de Moonglow şehrinin yolunu tutar , Angelina eve vardığında Annesi Arwen e koşar ve yarın için hazırlık yapmasına yardım eder , ve ertesi gün sabahı Angelina uyanır ve heyecandan kalbi duracak gibi olur Angelina a bir saat bir ömür gibi geliyor Tauromandilin gelmesini bekliyordu , ve nihayet öglen olmuş Tauromandilin gelmesine çok az kalmıştı Angelina Kapının önüne çıkarak onu sabırsızca bekliyordu , ve sonunda ileride kan kayası adı verilmiş zırhlı sövalye geliyordu altındaki at ise Nightmare rüya adlı verilmiş çok güçlü bir at la yaklaşan Tauromandil evin önüne vardığında Angelina nın babası Marquez le karşılaşır ve atından inerek Angelina nın Babasının önünde diz çökerek Baba Marquez in elini tutarak anlına koydu baba Marquez ise Merhaba asil savaşçı diyerek Tauromandili selamlar daha sonra Angelina da yanlarına gelip utangaç bakışlarla gülümseyerek Taurnomandilin yüzüne bakar ve Anne Arwen de gelir ve Tauromandili selamlar ama Tauourmandil Şok olur Çunki Baba Bir İnsan Annes ise elf bunun mümkün olmayacagını düşünür ve şaşkın bakışlarla eve girerler baba Marquez yemekte bir soal sormak istiyorum Tauromandil der ve Tauromandil " Buyrun efendim" diye cevap verir Baba Marquez hemen ardından " Kimsin nerden geliyorsun ailen nerde " diye bir soru sordu ve Taourmandil se boynunu eğerek " Babam Sosaria nın en güçlü büyücüsü Eru dur ama kendileri öldürüldü ihanet edildi , Annem Lisa Yew Şehri Kıralıçesi büyücü Babamın ölümünden sonra Lord British ordusu onu rehin alıp tüm halkın önünde idam etti " diyerek sözlerine nokta koydu ve Baba Marquez adeta şoke olmuş bir şekilde " Kenks " Diyerek o aile çok onurlu ve asil bir ailedir babanız sosaria halkı için çok şey yaptı onlarla gurur duymalısın evladım diyerek sustu daha sora
evde kısa bir süre sessizlik oluştu ve daha sonra herkez derin bir sohbetten sonra Tauromandilin eve dönme vakti geldiğini söylemiş gece yolların çok tehlikeli olduğunu belirten baba " geç kalma sen git evine sağ salim dön " ve Tauromandil Marquez le dışarı çıkar atını ahıra bağlayan Tauromandil atını alıp evin önüne gelir ve " herşey için çok teşşekürler uzun zamandır böyle yemekler yememiştim " der ve atinda biner ve helmentini takarak Nightmare cinsi atıyla hızlıca uzaklaşır . Baba Marquez ise bir tütün sararak Tauromandil hakkındaki düşüncelerini Anne Arwen e anlatır " Arwen bu genç savasçı çok asil bir ailenin oğlu çok azımli birine benziyor umarım babası gibi olur" dedi ve anne Arwen kızımız için daha iyisini arayamayıs " deyip yorgun oluğunu söyleyip uyumaya gider , günler,aylar, geçer ve aile iki genci birleştirmek için toplanır tüm köy halkı bir alanda toplanmış rahip eşliğinde Angelina ve Tauromandil`ı evlendirmek için bekliyorlardı yaşlı rahip gelir ve doğa okuduktan sora iki gencin ellerini bir birbirine bağlar ve rahip ömür boyu bir birinze böyle bağlı kalın der ve ömür boyu birbirlerini seveceklerini söyleyip yemin ederler. onlar artık karı koca almuşlar ve artık Angelina Tauromandil in yanında kalarak hayatını Moonglow şehrinde sürdürmeye başlamıştı ..

1 Yıl Sonra......

Bir yıl sonra Tauromandil karısı Angelina nın Hamile olduğunu ögrenir ve sevincini Anne Arwen ve Baba Marquez le paylaşmak için Britain Territory e yol alır atını sürerken bile gülümseyen Tauromandil bu sevinçli haberin telaşından zırh ve silah almamıştı yanına köye yaklaştığında köyden yükselen kara dumanı gören Tauromandil birşeylerin yolunda gitmediğinin farkına vardı ve yavaşlayıp köye sessiz ve gizlice girip etrafa bakıyor görülen ve duyulan ölü ve kan kokusu tüm köy katledilmiş ve herşezin cesetleri bir yere toplanıp Britain ordusu tarafından yakılmıştı Tauromandil hiç birşey yapamıyordu ne zırh nede silahı vardı sadece bir at ve çiftçi giyisileriyle giden Tauromandil şok olmuş ve hemen ardından muhafızların bir kadını sürüklediğini görür ve o kadının Anne Arwen in olduğunu farkeder ve Anne Arwenin etrafına toplanan British ordusunun askerleri British High Council ve Generalini bekliyorlardı bir elf i öldürmek onlara laik olduğunu söyleyen askerler Anne Arweni bir ağaca bağlayarak beklemeye devam etti Anne Arwen kocası Marquez in karısı olduğunu söyleyip " Dizlerimin üzerinde yürümektense ayaklarımın üzerinde ölmeyi tercih ederim " deyip muhafızın yüzüne tüküren Anne Arwen Muhafızın yüzüne şiddetle bakarak "Bir gün sende Öleceksin " dedi muhafız kılıcını kaldırarak Anne Arwen in boynuna doğru yönelti ve arkadan " Durrrrrr " diye bir ses duyuldu ve British Generali nin olduğunu gördü muhafız boynunu eğerek " Affedersiniz Lordum" diyerek kenara çekilir British Generari Anne Arwenin yanına gelir ve gülümseyerek " Sürtük " der ardından Anne Arwenin Kafasını kesen General kahkaha atarak bunu da yakın der , tüm köyhalkı ölmüş ve yakılmıştı evleri dahi yakılmıştı bunları gören Tauromandil boynunu eğerek General e " küfür eder " ve hemen ardından atına binip Moonglow Şehrine hızlıca yol alır , 1 saat sonra eve gelir ve karısı Angelina nın yatakta olduğunu görür hamileliği nedeniyle sürekli yatıp iş yapamayan Angelina kocasını görünce " Söyledin mi " der ardından Tauromandil " Evet söyledim iki gün sonra ziyaretine geleceklermiş " deyip ambara gider ve hazırlanır zırh ını diyen Tauromandil Mustang cinsi siyah atına biner ve yol almaya hazırlanır Angeline Tauromadili görür ve birşeylerin yolundan gitmediğini sezer Angelina Tauormandile " Neden Hazırlandın " der ve Tauromandil " Arkadaşımın yanına gidiyorum " der ve atına binerek hızlıca uzaklaşır ve Angelina Tauromandilin Arakdaşına gitmediğini savaşa gittiğini biliyordu onun 1 yıldır böyle giyindiğini silah çektiğini görmeyen Angelina dizlerinin üzerine çökerek ağlamaya başlar , Tauromandil hızlıca ve öfkeyle atını sürerek Trinsic şehrine yola koyulur , yaklaşık bir saat süren uzun yol sonunda trinsic şehrine varmıştı kapıya geldiğinde eski Trinsic Valisi Tauromandili görür ve açın kapıları Tauromandil gelmiş der ardından Tauromandil Trinsic şehrine girer ve Generaller Yüksek Konseyler i toplamasını rica eder Trinsic Valisi Fenaor birşeylerin yolunda olmadığını anlar ve hemen bir toplantı düzenler , ardından Trinsic,Yew,jhelom,Nujelm Valileri ile toplantıda konuşur ve olayları anlatır Trinsic Valisi Feanor Tauromandil e " Bu Savaş Hepimizin Savaşıdır Bizimle gelmek istiyen savaşçılar ve orduları gelsinler gelmeyenlere de kırılıp darılmayız " der ve Tauromandil " o yananlar sizin de anneniz babanız kardeşiniz olabilirdi British e gününü göstermenin zamanı geldi " deyip kılıcını çekip havaya kaldırır ,Yew,jhelom,Nujelm Valileri ve Generalleri yüksek bir şekilde " Bizde Varız " diye bağırıp kılıçlarını çekip havaya kaldırdılar ve ordular toplanmıştı yaklaşık 3000 Kişilik geniş bir ordu toplanmıştı hepsi genç ve azımlı askerlerdi ,Tauromandil Diğer Valilere yarın saldıracağız deyip Trinsic den ayrıldı komuşu köylerden adam toplamaya başlamıştı herkez bu olayı duyunca Lord British e kinlenmiş saldırı için 1000 kişi daha bulmuştu Trinsic şehrine dönen Tauromandil ve çifçiler artık 4000 4500 civarında askerlerinin oldugunu belirlemişler ama Britain Şehrine Girmek için yinede çok az olduklarını belirten Tauromandil " Britain Şehri Sosaria nın En büyük ordularına sahip bir kırallıktır Britain Şehri Dünyanın en iyi korunan Şehridir " deyip herkezi uyardı daha sonra Tauromandil gelen çifçilere Silah ve zırh verilmesini söyledi .

Ertesi gün.....

Gün Ağırmadan yola çıkan Askerler ve diğer şehir valileri 2 günde Britain Counculer Kalesinin önünde toplanmıştı köprüye yaklaşan orduyu gören Muhafızlar teleşa Kapılmış "
Lordummmmmm Lordummmmmmm " diyerek Britain Kalesine koşturur ve diğer british korumaları muhafısı engeller giremessin diye diğer muhafız " girmem gerekiyor Köprüye çok kalabalık bir odu yaklaştı saldıracaklar bırakın geçeyim " diyerek nefes nefese kalmış bir şekilde ellerini dizlerine koydu hızlıca nefes alan muhafız a korumalar bekle diyerek cevap verdi kapıdaki diğer koruma Lord British in yanına giderek Lordum Dışarda bir muhafımız Köprüye büyük bir ordu yaklaştı saldıracaklar diye bizi uyarıyor dedi Lord british Hemen giyinerek"Askerleri toplayın " dedi Britain ordusu toplanmış ve hızlıca köprüye doğru yol alıyorlardı Tauromandilin ordusunun karşısına dizilen Britain ordusu onların 5 6 katıydı ve diğer şehir valileri bu savaşa umutlu bakmıyorlardı britain ordusu toplandıkça toplanıyor adeta gövde gösterisi yapıyorlardı Tauromandil ordunun önüne geçerek " İnanın kardeşlerim bu savaş hepimiz savaşı Vakit intikam Vaktidir " diyerek orduya güven verdi ordu büyük bi sesle silahlarını yere vurarak Britain askerlerini kışkırtıyordu Yew Valisi Tauromandilin Yanına gelerek"Tauromandil Yew Adına Annen Lisa için ve Baban Eru için tüm ordum ve ben emrindeyim"dedi ardından jhelom valisi Tauromandil in yanına gelerek " Çok fazla olmasakta senin için ve Kenks Soyismi için Kanımız Canımız Feda olsun " sözcüklerini kullanan jhelom valisi Venom Tauromandil elini jhelom valisinin omzuna atarak teşşekür ederim yoldaş diyerek Yew Valisine de teşşekür etti , Ansızın arkadan büyük bir uğultu ve nal sesleri geliyordu gelen 2000 bin kişilik bir büyücü ordusuydu ve Tauromandil adeta şok olmuştu Moonglow ordusu olduğunu anlamıştı Moonglow Valisi Tauromandile ihanet etmiş savaşta onu bırakıp gitmişti , ardından Moonglow büyücü ordusu Tauromandilin ordusunun arkasına dizilerek sıraya girmiştiler Moonglow Valisi Gandalf Tauromandilin yanına hızlıca gelerek önünde diz çokerek " Tauromandil yıllar önce sana yaptığım yanlışı telafi etmem için bana bir şans ver lütfen diyerek " afdiledi Tauromandil ise süpheli bakışlarla Gandalf a “ kalk ayağa “ dedi Gandalf ayağa kaltığında Tauromandil ona sarılmış “ Sen Hatanı anlamışsın bu bile bana yeter “ dedi arkasından büyük bir uğultu duydu ve o uğultu Britain şehrinin askerlerine aitti ve Tauromandil herkezin hazır olması için emir verdi Lord British in sözcüsü atıyla yavaşça Tauromandilin yanına yaklaştı ve “ Topraklarımıza neden girdin bu kalabalık neden “ diye sordu hemen Tauromandil sertçe “ Sizin Mahsum insanlara yaptıklarınızın hesabını sormaya geldik “ dedi Lord British in sözcüsü kahkaha ataral “ Komiksin Tauromandil ya dönün evlerinize yada öleceksiniz “ diyen sözcü Tauromandi i oldukça sinirlendirmişti Tauromandil “ ya ölüm ya ölüm “ diyerek sözcüyü geri cevirdi Britain ordusunu yavaşta ileriye sürmeye başlamıştı Tauromandilin Emriyle ordu saldırıya geçti ve iki tarafında askerleri amansızca savaşıyor kılıçların sesi yüzerce metre öteden duyuluyordu o sırada Anne Arwen in Kafasını kesen Generalin atağa geçtiğini gören Taurmandil atına atlayarak yüksek bir sesle bağırarak Generalle karşı karşıya gelmişti hesap sorma zamanıydı Tauromandil öfkeyle kılıcını Generale sallayıp duruyordu General ise Korunmaktan başka birşey yapamıyordu kıyasıya süren duello u Tauromandil Generali altederek kazanmıştı generalin kafasını kesip Lord British in sözcüsünün önüne atan Tauromandil arkasını dönerek British askerlerine saldırıyordu savaş kırankırana geçiyordu hertarafı ölüler ve ağır kan kokusu yayılmıştı Tauromandil Britain ordusunu geri püskürterek Britain Merkezine kadar Tauromandil in askerleri kuşatmıştı britain nerdeyse düşüyordu Lord British kalesine kitlenmiş bekliyordu sayıları azalan British ordusu yeniliyordu Tauromandil in ordusu artık yorulmuştu nerdeyse bitkin bir haleydiler Tauromandil savaşarak “ Saldırın kardeşlerim durmayın durmayınn “ diye haykırıyordu saldırıya daha fazla dayanamiyan Britain ordusu kaleye kaçarak canlarını kurtarmıştı Lord British dışarı çıkarak destek ordunun hazırlanmasını emretti , o sırada Tauromandilin ordusu Britain Limanında Kamp yapmış dinlenip yemek yiyorlardı sonuçtan mutlu olan Tauromandil ayağa kalkarak “ Kardeşlerim Sonuna geliyoruz yarın sabah bu savaşı bitirmek için son saldırımızı yapacağız “ diyen Tauromandil çadırına giderek uzanır , Tauromandilin ordusu dinlenirken çok sayıda okçu koymuşlardı nöbete etraftaki pazarları yağmalayan Tauromandil ordusu yemek giderlerini öyle karşılıyorlardı ,
ve niyahet sabah olmuştu Tauromandilin ordusu dinç bir şekilde savaşa hazırlanıyorlardı havada ağır kan kokusu vardı ve ölüler kokuyordu , bir saat sonra hazır olan ordu saldırı için Mancılıt getirmiştiler mancılıt ları hazırlayan askerler saldırıya geçmişler surlara kızgın yağ ve büyük kayalar savırıyorlardı Tauromandilin ordusu kapıya saldırmış Brithis in askerleri yetersiz kalmıştı , kapıya atılan dev kayalarda kapı kırılmıştı Tauromandilin ordusu içeri saldırıyordu ki Britain Mezarlığından gelen kalabalık katil ordusu Lord British e yardım etmek için gelmişlerdi kısaca Tauromandil İhanete uğramış Katillerin düşmanı olan Britain Ordusu ve kırallığı İttifağa geçmişlerdi Tauromandilin ordusunun üzerine gelen atlı suailer orduya saldırmıştı sayıları çok fazlaydı ve yorgun olan Tauromandil in ordusunu alt etmişlerdi Britain i kurtarmışlardı savaş alanından tek bir canlı dahi çıkmamıştı katiller Tauromandil ve ordusunu katletmişti , Tauromandilin Cesedini Lord British in Önüne atan Katillerin Lideri Rikimaru “ al istediğini aldın şimdi sende bana istediğimi ver British “ dedi ve Lord British katillere çok sayıda zırh,silah,altın,yiyecek,at, vermişti kısaca satın almıştı daha sonra Lord British Sosaria nın dört bir yanına asker yollayıp Taouromandil in yenilgisini anlatmış zarferini ilan etmişti daha sonra Tauromandilin eli,kolu,bacagı,kafası, herkeze ibret olsun diye Sosaria nın dört bir yanına asılmıştı .
yiyecek erzağı almak için moonglow şehrine giden Angelina Kocası Tauromandilin kafasını şehrin girişine asılmış halde görür ve yüksek bir sesle “ HAYIRRRRRRR” diye haykıran Angelina eğer Tauromandilin karısı olduğu ögrenilirse Lord British tarafından öldürüleceğinin farkındaydı ve genç kadın gözyaşlarıyla eve döner ve Tauromandilin Kıyafetlerini koklayarak günlerce ağlamıştı .

6Ay Sonra...


Artık Angelina nın doğumuna az kalmış sancıları sıklaşmıştı günler sayıyordu
ve kocası Tauromandil çocuğumuz doğduğunda Erkek olursa Darkness Kız olursa Annesinin ismi Lisa koyalım demişti . aradan üç ay geçer ve Angelina ı sancılar basar Angelina çığlık atmaya başlamıştı çığlıkları duyan çevre halkı Angelina nın yanına koşturmuş Angelinanın acı içinde kıvrandığını gören çevre halkı doğuracağını anlamış hemen ebe anayı çağırmışlar ebe eve gelmişti ve herkezden dışarı çıkmalarını istemişti bir saat sonra ağlama sesini duyan halk gülümsemeye başlamış erkekmi kızmı merakına varmışlardı Angelina doğumunda çok yorulduğu için uyumuştu iki saat sonra Angelina uyanır ve Ebe Anaya sorar " Ebe Ana Kızmı erkekmi " diye Ebe ana ise " iki tane erkek çocuğun oldu kızım " diyerek gülümsedi Angelina ise Sevinçten ağlamaya başladı ve çocuklarını kucağına alan Angelina Birinin ismini Darkness koymuş diğerinin ise Denver koymuştu ikiz kardeşter bir birlerine benziyorlardı . Yıllar geçmiş Denver ve Darkness 14 yaşına gelmişlerdi Anne Angelina Çocukları Darkness ve Denvere Sürekli Babalarını anlatır neden öldüğünü söyleyip intikam içinde büyütür . Bir Sabah Angelina Darkness le Denveri in dışarda oynaması için bahçeye çıkarır ve Darkness le Denver Sopalarla Kılıçcılk oynadıklarını gören Angelina iki çocuğun kılıç sallamasını izleyen bir adam görür ve rahatsız olur böylece çocuklarını içeriye alan Angelina ertesi gün tekrar çocukları bahçeye götürür ve oynamalarına izin verir Angelina tekrar evin içerisine döner ver işlerini yapar böylece Annelerinin Yoklugunu fırsat bilen adam Darkness le Denvere seslenir " Darkness Denver " Denver ve Darkness adama " Efendim bayım " diye cevap verir adam ise " size kılıç kullanmayı ögretiyimmi " der iki genç çocukta büyük bir sevinç içerisinde " Evet Evet Evet " diyerek sekiyorlardı Darkness adama bir sopa getirerek "buyur" dedi yaşlı adam kılıcı alarak çocuklara nasıl vurması gerektiğini gösterir saatlerce eğitir evden çıkan anne Angelina ise " Bayım ne yapıyorsunuz siz " diyerek çocukları kucaklar yaşlı adam ise " Lady Angelina kocanız Tauromandil ile beraber Britain şehrine saldırdık tek sağ kalan bendim oda yarı sağım topal kaldım " diyen yaşlı adam Angelina ı şok içerisinde bırakmıştı daha sonra Angelina size nasıl inanabilirim dedi yaşlı adam ise hemen cevap verdi " Tauromandil Eru ve Lisa nın çocuklarıdır siz ise Marquez le Arwenin kızısınız anneniz elf ve annenizi bir British Generali öldürdü" der Angelina adama inanır ve eve davet eder yaşlı adamla saatlerce konuşan Angelina böylece Annesi ve Babasına ne olduğunu ögrenir Angelina bınları ögrendiğinde resmen şok olmuştu annesi ve babasının ölümünü yıllar sonra ögrenen Angelina adeta perişan olmuştu , Annesi ve babasının Yew e taşındığını idda edenlere inanmıştı ve yaşlı adama " Benim annen ve babam yew e taşındı diye biliyordum neden benden sakladılar " dedi yaşlı adam ise " Angelina sen Tauromandilin Ailesinin son neslisin sana söylenseydi kötü birşey yapmandan korkuyorlardı" dedi Angelina artık herşeyi biliyordu oğlularının Babasının yolunda gitmesinin gerektiğini anlamıştı artık yaşlı adam ise Angelina a bir teklif de bulunmak istediğini söyler ve Angelina ise "buyrun bayım" diye cevap verir yaşlı adam ise " bana izin ver sizle kalıp çocuklarına savaşmasını ögreteyim yaşları küçük olsada en az babaları kadar azimliler sem benim kardeşimsin sana yanlışım olmaz sen bana Tauromandilin Mirasısın sizler bana emanetsiniz " diyen yaşlı adam Angelina nın gözünün içine bakar ve Angelina bu çocukları kendinin eğitemeyeceğinin farkında olduğundan ihtiyar adamın teklifini kabul eder ve adam Angelina nın evine taşınır Angelina nın çocukları Denver ve Darkness 15 yaşında henüz yeni ergenlik çağına girmiş iki çocuk gerçek kılıçlarla aylarla eğitim görürler hertürlü eğitimi gösteren yaşlı adam Darkness i büyücü ve Silahşör yetiştirmişti Denverise Ağır zırhlı Şovalye ve okculuk eğitimi görmüştü , yıllar geçmiş iki çocuk birer yetişkin haline gelmiş ikisininde doğa üstü güçlere sahip olduğunu tespit eden yaşlı adam Darkness in hem büyücü hem kılıç ustası olması Sosaria da ilkti böyle bir güçü kaldırabilecek tek bir kişi vardı o da Darkness di bu yeteneğinin yanısıra çok üstün ön sezgileri olduğunu belirten yaşlı adam Angelina a Darkness çok cesur bir savaşçı ona özel zırh lar hazırlamalısın hafif ve dayanıklı zırh lar yapmalısın Anne Angelina ise yaşlı adamın dediğini dinleyip oğlu Darkness e büyülü ve dayanıklı deri zırh lar yapmıştı Angelina nın Annesinden gelen bu doa üstü elf yeteneğini kullanan Angelina bir yantan baba mesleği hayvan ehlilleştiriciliğini de ögretmişti , Darkness in kardeşi Denver ise çok dayanıklı onun karşısında hiç bir büyücü ve sövalyenin duramayağını belirten yaşlı adam Denver in çok akıllı olduğunu nerde ne yapacağını aniden karar verip doğa üstü yeteneklerle kendini kamufile edebileceğini söyledi ve yaşlı adam Denvere hafif ama bir kılıçın darbesi ile kıçıcı köreldecek sağlamlıkta zırh lar yapmıştı ve Anne Angelina oğlu Denvere Babasından kalan Kan Kayası adlı zırh ı vererek " oğlum bu babandan kalma artık büyüdün bunu sen giyeceksin " diyerek gözünden yaş damlası aktı ardından Denver Annesinin gözünü silerek " Anne Ağlama bundan sonra bizi ağlatanlara hesap soracağız " diyerek Annesine sarıldı , Yaşlı adam gir gece yemek yerken " Artık burda kalamayız benim bildiğim bir yer var oraya gitelim " diyerek Anne Angelina a bakar Anne Angelina ise " burası bana kocamdan kalma bırakıp gidemem ben onun anılarıyla yaşıyorum " dedi ardından yaşlı adam " Angelina burda kalamayız eğer çocuklar büyüdü çok dikkat çekiyoruz eğer kalırsak ölürüz " dedi ve Darkness ile Denver yaşlı adamın teklifinin doğru olduğunu söyleyip ertesi gün oraya gidelim dedi , ertesi sabahın erken vakitlerinde taşınmaya başlayan aile , artık yola çıkmaya hazır olan aile at arabalarıyla ilerler ve Wilderness e giderler 2 saat yolculuktan sonra bir kale nin önünde dururlar ve Darkness " amca niye durduk" der ve yaşlı adam Darkness e " Geldik artık burda yaşayacaksınız" diyerek herkezi şok eder ,kısa bir süre sonra tamamen kaleye yerleşen aile koskocaman bir kale de 4 kişi yaşamaya alışmaya açlışan aile şehirden uzak yapa yanlış kimsenin bilmediği bir yerde barınıyorlardı ve yaşlı adam Angeline,Denver,Darkness i bir odaya çekip " burası bir kale burada onbin asker kalabilir bu kalenin içerisinde ayrı bir köy yaratacaksınız Denver ve Darkness babanızın intikamı için çok büyümelisiniz gelişmelisiniz " der ve Darkness ve Denver bir birbirinin gözlerinin için bakarak tokalaşarak " kardeşim yapacağız " diyen Darkness ayağa kalkarak Denvere onu takip etmesini söyledi ve Denver arkasına gitti civar köyleri gezen Denver ve Darkness onların uğruna yaşayacak insanlar bulduktan sonra onları kaleye getirdi ve günler geçtikçe geçti , adam sayıları artmıştı gün geçtikçe çoğalan kale sakinleri Darkness ve Denveri Liderleri seçmişlerdi Lordum diye çağrılan Darkness ile Denver artık ordu sahibi oluyordu , bir sabah yaşlı adam kasabaya iner ve Britain de olup olmadığını kontrol ediyordu ve Britain de bir yazı görmüştü " Sayin Sosaria Halkı Lord British in Emri üzerine tüm Aileler Soyismini seçip Lord British i bilgilendirin demişler bunu gören yaşlı adam atına binerek hızlıca Kaleye döner ve bunu Darkness ve Denvere Anlatır artık bir soyisimlerinin olacağını belirten Darkness " Artık bizi adımızla şanımızla tanıyacak Sosaria Anne kardeşim soyismimiz Dedem ve Nenem Eru ve Lisa nın soyismi olacak soyismimiz Kenks olacak tır" diyen Darkness Aile nin onayını almış Annesi ve yaşlı adamı bu davranışından dolayı ağlatmıştı Anne Angelina Denver ve Darkness i çekip aile e bir reis seçmeliyiz dedi hemen ardından Denver " bu Kutsal görev Darkness in olsun anne" daha sonra anne Angelina oğlunu Darkness i anlından öperek " oğlum artık sensin liderimiz aile için kararları sen alacaksın " dedi artık Darkness daha azimliydi , bir gün Anne Angelina Denver ve yaşlı adam çevre köylerden adam toplamak için kaleden ayrılmışlardı Darkness Kale nin önüne Giderek aklına birşey gelmişti ve hızlıca içeri koştu kalede yaşiyan halka sordu " Aramızda taş oymayı bilen varmı kardeşlerim dedi " ordan bir gurup "biz biliyoruz mesleğimiz taş oymacılığıyla madencilik " derler Darkness gülümser ve " Kale nin önüne getirdiği gruba Kale nin önüne Silmarillion Kenks Ailesi yazalım " der hemen işe koyulan madenciler madene gidip iki gün aralıksız maden kazar ve yeterli miktarda altın çıkarırlar ve bir gün dinlendikten sonra dördüncü gün işe koyulan işçiler oymaya başlar ve Kale nin önüne Altın Harflerle 4 gün süren yoğun çalışmayla `Silmarillion The Kenks Ailesi " yazarlar , Daha sonra Anne Angelina Denver ve Yaşlı adam kaleye büyük kalabalıkla gelir ve kalenin yakınlarına geldiklerinde gördükleri manzara göz kamaştırıcıydı altın haflerle yazdığı ` Silmarillion The Kenks Ailesi ` gören Anne işte Babasının oğlu deyip öğlu ile gurur duydu, hemen ardından kaleye giren kalabalık Darkness i gördü elinde uzun mızrak ve belinde zigzag gelen bir kılıçla duruyordu hayret içerisinde kalan kalabalığa " hoşgeldiniz kardeşlerim artık yeni eviniz burası " dedi ve kale de yaşiyan savaşçı,zaanatkar,yaşlı,genç, herkeze soyisminin Kenks olduğunu söyledi ve
günler aylar, geçmesine rağmen Silmarillion kalesi dolmuş artık kalenin etrafına evler yapılmış surlar dikilmişti apayrı bir dünya olmuştu .

1Yıl Sonra

1 Yıl sonra Silmarillion artık bir şehir haline gelmişti apayrı bir kent,şehir olmuştu güçlü askerleri ve Sosaria nın en sağlam surlarından oluşan bir şehir olmuştu Silmarillion .
Bir sabah Silmarillion şehrini gezen Darkness ve Denver köyün civarlarında kara tahta adı verilen siyah uzum bir cubukla antreman yapan bir gence ras gelmişlerdi o genç çok yetenekliydi Darkness le Denver farkına varmıştı yaptığu olan üstü vuruşlarla bir insanı bir vuruşta ikiye rahatça bölebilecek bir vuruş olduğunu gören iki kardeş o gencin yanına yaklaşır ve " Merhaba" der genç diz çökerek selamladığı Darkness ve Denverin önünde boynu eğik bir şekilde konuşur ve Denver " kaldır kafanı yakışmıyor sana öyle durmak " der daha sonra genç kafasını kaldırır ve Denver ona " ismin nedir " diye sorar ve Genç " Ben Wolwerine " der ve Darkness ona Silmarillion ordusuna katılmak isteyip istemediğini sorar ve genç " Tabiki bu beni onurlandırır" der ve Darknessle Denver Wolwerine i alır ve onu ordunun en sağlam üyeleri ile dövüştürür önüne gelen her askeri yenmeyi başaran Wolwerine e " Cesur savaşçı orduya kabul edildiniz" ve Darkness Wolwerine i sıkı bir takipe alır ve onun güvenilir olup olmadığını çözer, ve bir gece Wolwerine ormana gider ve büyük baş hayvanların üstünde ölümcül vuruşlar yapar bunları gören Darkness şok olur çünki Wolwerine nin yetenekleri de Darkness le nerdeyse ayniydi hem büyü atıp hem silah kullanmak imkansızdı Darkness ordan ayrılarak yaşlı adamın yanına giderek " amca bir çocuk tanıdım ve o da benimle gibi hem büyücü hem silahşör " dedi yaşlı adam hayret içerisinde kalmış " beni ora götür dedi " Darkness yaşlı adamı alıp Wolwerine nin olduğu yere gider Wolwerine nin yaptığı hareketleri gören yaşlı adam " bu çocuk imkansız " dedi ve Darkness Wolwerine e seslenir " Wolwerine gel " Wolwerine
hemen Darkness in yanına gider ve " buyrun Lordum " der yaşlı adam ve Darkness yaptıklarını gördük bayağı etkileyici , Wolwerine ise büyü atmaktan yorulmuş meditasyon yapmalıyım der ve bir koşeye oturarak meditasyon yapar Wolwerine nin yanından ayrılan yaşlı adam ve Darkness kale de bu durumu Denver ve Anne Angelina ile paylaşır daha sonra Wolwerine için verilen karar tüm orduyu şok etmişti orduya yeni katılan birinin Darkness in Sözcüsü olarak seçilmesi şehirde tepki uyandırmıştı . iki ay sonra Wolwerine bir rütbe daha verilmişti rütbe Generaldi tüm orduyu yönetecek olan oydu tamamen Darkness in güvencesini kazanan Wolwerine ona sunulan güveni boşa çıkarmayıp orduya Goliath,Chamberlian,Necro,Pega,Wade adlı beş askeri getirmiş Goliath ile Chamberlian de kısa bir süre sonra rütbe almış Silmarillion Genel Yüksek Konseyi olmuşlardı .
Wolwerine bir sabah gelir ve Lord British in ordusunun hakim olduğunu ufak kasabaları basmak istediğini söyler ve Toplantı yapılır toplantıda Darkness ve Denverin onayı çıkar ve Tüm ordu hazırlanmaya başlar Wolwerine zırh ını giymiş eline aldığı kara sopasıyla bekliyordu Denver ise Babasından kalan Kan Kayası adlı Zırh ı giymiş eline aldığı Katana cinsi silahla ahıra gider ve Babası Tauromandilin sevdiği Siyah renkli Mustang cinsi ata binerek ordunun yanına gider herkez hazırlanmış Darkness i bekliyordu Darkness ise Anne Angelina nın özel olarak diktiği büyülü zırhı giyerek zigzag lı kıçını ve bir metre boyunda olan mızrağını alarak ahıra gider ve Sosaria da iki adet olan Unicorn Atına biner bu at çok güçlü olmasına rağmen etrafına ışık saçıyordu bu atın diğeri ise Lord Britsh in kendi atıydı kalenin kapısından atıyla çıkan Darkness Adeta göz kamaştırıyordu yavaşça yürüyen Darkness işareti ile Wolwerine Friendzid Ostard hediye etmişti . artık yola çıkmaya hazır olan ordunun ilk hedefi katillerin şehri Calimport ve Bucs tu Darkness ve ordusu Calimporta vararak etraftaki katilleri öldürmüş ve kanla duvara Kenks yazan Wolwerine ardından Siyah kırmızı olan Silmarillion Kenks yazılı bayrağı Calimport a dikmişti ve hiç durmadan Buc a gitmişler ordada katilleri yenilgiye uğratmişlar Silmarillion Kenks bayrağını dalgalanması için şehrin ortasına dikmişlerdi günler,aylar geçti Silmarillion ordusu 30 köye baskın yapıp Britain Askerlerini öldürmüşlerdi ve artık Sosaria da Silmarillion Kenks ordusu konuşuluyordu Lord British dahi duymuş ve askerlerinin öldürülmesine öfkelenmiş halkı toplayıp " bir gurup çiftçinin yaptıkları tüm Britain ı sardı sanmayın ki birşeyler Britain ordusunun karşısında kimse duramaz" sözlerini sarf eden Lord British halkına gövde gösterisi yapmıştı ve Lord British in muhafızları nın taktığı Kalkanlar üçgen Order Kalkanıydı üstün derecede sağlam ve sadece özel savaşçıların takabileceği kalkanlardı Order Kalkanları Bunu ögrenen Darkness tüm orduyu tekrar Silmarillion a götürür ve Demir ustalarına " Yuvarlak haç işaretli hafif çelik kalkanlar yapın " demesi ile üç süreçle tüm kalkanlar yapılmış ve tüm orduya dağıtılmıştı Bu kalkanlara Chaos Kalkanı adını veren Darkness " bu kalkanı sadece bizim onurumuza erişen kişiler takabilir aksi taktirde ölürler o güçü kaldıramazlar ve ek olarak Katillerin Kesinlikle kullanamayacağı özellikte yapılan kalkanlar`ı Katiller tutar tutmaz ölürler " dedi . iki gün sonra Silmarillion postası Lord British e haber yollamak için atıyla yola çıkar ve bir gün sonra Lord British topraklarına ulaşır ve kalenin kapısına giderek kurumalara silah ve atını teslim ederek " Ben Lord Darkness in ve Silmarillion postacısıyım Lord British e haber yollandı onu dile getirmek için geldim " diyen Haberci korumalara bakarak cevap bekliyordu ve korumaların biri Lord British in yanına giderek " Lordum Silmarillion habercisi size haber getirmiş " dedi Lord British gülümseyerek " çağırın gelsin " der böylece koruma kapıya gider ve bırakın geçsin der Haberci British in yanına giderek " Ben Silmarillion Habercisiyim Lordumun Size yolladığı haber şudur , Lord British ben Silmarillion Kenks Lideri olarak mahsumlardan aldığın mal mülk ve genç kızları iade etmeni istiyorum aksi taktirde Britain Şehrine saldırılacaktır " haberci Darkness in ağzından konuşmuş ve Lord British i ikaz etmişti Lord British ise bunun küstahlıktan başka birşey olmadığını söylerek haberciyi yollar ve haberci tekrar Silmarillion a döner ve Lord British in bunları küstahlık olarak nitelendirdiğini söyler Darkness ise sinirlenri ve " Vakikittir Toplanın" emrini verir ve tüm Silmarillion savaşa hazırlanır yaklaşık bir ay süren hazırlık çok sayıda okçu,zırhlı askere ,mancılıtlı askere yer vermektedir . Silmarillion Kenks ordusu komutanları toplantı yapılacak haberiyle Silmarillion yuvarlak masa adı verilen iki yüz kişi kapasıteli yuvarlak bir masaydı masanın on metre gerisinde duran hiçbir kimse orada konuşulanı duyamazdı çünki üstün özelliklere sahip olan oda normal muhafızların bilgileri alıp Lord British e iletememesi için yapışmıştı o masaya otur kişiler sadece güvenilir ve ordunun başında gelen isimlerdi , tüm rütbeliler toplanmış masada oturarak savaşın projesini çiziyordu Anne Angelina da masadaydı ve Anne Angelina Ayağa kalkarak " Gün ölüm günüdür gün intikam günüdür gün Britain Kalesini olduğu gibi başlarına yıkmaktır " diyen Anne Angelina tekrar yerine oturarak etrafa sert bakışlarla bakıyordu . Ve Toplantının bitmesiyle Kalenin dört bir yanına gizlice sizmak ve hertarafa mancılıt yerleştirileceğinin kararını alan konsey şehire dört bir yandan saldıracak kapasite de olduklarını biliyorlardı ve tüm ordu yola çıkmaya hazırlanır , Darkness Denver Wolwerine özel olarak hazırlanır ve yola çıkmaya hazır olurlar ve yavaşça yola çıkarlar yaşlı adam Quendierin le Denveri yolcuklarında uğurlar ve şans diler .


2 Hafta sonra....

Britain e varmaları iki haftalarını almıştı gündüz yürüyen ordu gece kamp yapıp dinleniyordu Darkness orduyun yorulmaması için yavaşça hareket ediyordu . ve iki hafta sonra Silmarillion Kenks ordusu tamamen Britain topraklarına varmış ordunun büyüklügünden iğne atsalar yere düşmeyecek kadar kalabalıktı ordu şehrin dört bir yanına dağılmıştı artık British şehri tamamen sarılmış mancılıt lar hazır ateş emri bekliyordu o kadar bir sessizce yapılmıştı ki Britain Gözcüleri dahi görmemişti Silmarillion Kenks ordusu iyice köprüye yaklaşarak büyük bir oğultuyla sabahın erken saatlerinde " Brithis British British" diye bağıran ordu şehri uyandırmıştı Lord British ses duyunca kalesinden çıkarak etrafa bakar ve her tarafta asker görür ve savaş borusunun çalınmasını emreder Britain Ordusu çabucak toplanmış yarım saate onbin kişilik askerini savaşa hazır ederek mevkilendirmişti ve Lord British de savaşa hazırlanmıştı Silmarillion ordusu onu çağırıyordu Özel Zırh ını giyen Lord British Unicorn cinsi atına binerek yedi yüz özel koruma ile köprüye ilerler ve köprüdeki ordunun başında Denver ve Darkness i görür gördüğü manzara karşısında şaşkın bakışlarla ilerleyen British Denverin üzerinde kan kayası adı verilen zırhı görür ve o zırh ın dağlarda savaşılar savaşlarda kanın bir kaya üzerinde toplanması halinde işlenmesi çok zor olan bir demir haline gelmiş bir maddeden yapılmış olduğunu biliyordu ve o zırh ın delinmediğini de biliyordu . Bir Diğer tarafta ise Darkness in giydiği zırh ve kullandığı silah çok dikkatini çekmişti Unicorn cinsi attan sadece kendinde olduğunu zanneden British adeta şok olmuştu atını sürerek Denver ve Darkness in yanına gider ve " Demek Darkness ve Denver sizlersiniz " ve ordan Denver British i gördügünde sinirlenmiş ve sinirlendiğinde onun özel yeteneği kamufule olmuş tu British şaşırdıkça şaşırıyordu ve Denver " British sana yapılan ikazı dinlemedin öleceksin" der ve Darkness British in yanına giderek "Babamın kanını senden alacağım" diyerek British e tehtitkar konuşur ardından British " Baban kim " der ve Darkness le Denver Cevap verecekken arkadan Anne ve yaşlı amca gözükür Anne Angelina Onun Babası " Tauromandil Kenks" diye bağırır British şaşkın bakışlarla " N N
ne" der ve Anne Angelina Kocasına ait olan kılıcı hızla British in atına savurur ve British in atı zehirin etkisi ile on saniye de ölür British şok olmuş ve arkasını dönerek kalesine döner ve yedi yüz özel askere British in kalesinin etrafında onu korumalarını emretmiş yerlerinden öldükleri zaman kıbırdamalarını söylemişti özel British korumaları emri dinlemiş bekliyorlardı , ve artık Savaş zamanıydı Silmarillion Kenks ordusu artık saldırıya geçiyordu ilk önce mancılıt larla başlayacak olan Silmarillion Kenks ordusu Mancılıtlara ateş emri vermişti , beş saat süren mancılıt saldırısına Britain askerleri hiçbirşey yapamıyordu beş saat içerisinde kos kocaman şehiri yakıp yıkan Silmarillion ordusu Mancılıtlara dur emri verdi ve mezarlık girişinden saldıran Wolwerine ve onun komutasındaki altı bin zırh lı asker şehir giriyordu diğer Northen girişinden de Chamberlian 3bin askerle yarısı okçı yarısı atlı suali olan orduyla Northen den girer köprüdense Denver ve Darkness Yönetimindeki sekiz biz asker şehre saldırır ve son olarak ise yüzerel limana sızan iki bin şovalye de şehre girmiş saldırmaya başlamıştı Britain şehrinin askerleri kuşatılmış adeta çembere alınmıştılar Silmarillion Kenks ordusunun kılıcından kurtulamiyan Britain ordusu Tamamen Britain ı kaybetmişlerdi son olarak Lord British kalesi kalmış tüm askerleri oraya yönlendirmişlerdi mancılıtların gelmesini istiyen Wolwerine emri üzerine Mancılıtları getirtir ve Darkness ve Denver Anne Angelina ı ve Yaşlı amcayı korur okçular kulelerdeki özel British askerlerini vurur kısa bir süre sonra mancılıtlar hazırlanır kayalar ve kızgın yağlar gelir Wolwrine nin emri üzerine saldır emri gelir ve ön kapıyı iki üç hamlede kırar ve tüm Silmarillion Kenks ordusu kaleye girer ve savaşmaya başlar bir birine giren iki tarafın askerleri kıyasıya mücadele vermiş Lord British in korumaları Silmarillion Kenks ordusunun askerleri yukarı çıkmadan üzerlerine yağ dökerek çok sayıda Silmarillion askerini öldürür orada çok kayıp veren Silmarillion Kenks ordusu oraya girmenin tek bir yolu olduğunu bulurlar oda mancılıtlarla kale nin o bölgesini vurmaktır ve Wolwerine nin emriyle yüz adet mancılık ateş eder ve kısa bir süre sonra o bölge rahatlatılmıştır ve Silmarillion Kenks ordusu kaleye de girmeyi başarıp tüm British askerlerini öldürmüşlerdi Lord British in odasına yönelen Denver Wolerine Darkness ve Anne Angelina ilerlerden büyük bir kapıyla karşılaşır ve kapı bir saat sonra kılır içeride ik yüz adet British askeri ve Lord British vardı Kapının önünden çekilen Silmarillion ordusu okçuları devreye sokmuş kılıç sallamadan tüm askerleri öldürmüşlerdi ve içeride yanlız başına kalan British çaresizdi Darkness British in üzerine yürür ve kılıcını çeker o anda Lord British de kılıcını şeker ve Darkness in gelişine ona salla orda bir nevi Duello olmuştu ama Lord British Darkness in Vuruşlarına karşılık veremeyip sadece korunuyordu Lord British yaşlıydı ve Darkness ona göre çok gençti Daha hızlı olan Darkness Ansızın kılıçını yerine sokarak öne doğru eğilerek "İn Nox " deyip Lord British in üzerine ölümcül zehir saçmış ve Lord British i anında felç etmiş yerde hareketsiz duran Lord British in yanına gelen Anne Angelina Lord British in gözlerinin içine bakıyordu ve Lord British de aynen Anne Angelina nın gözlerine bakarak birşeyler söylemek isterken Anne Angelina " Sen Bir Zamanlar Beni Hiç Bir Erkek Alt edemez " sözünü kullanmıştın değilmi derken "seni bir erkek değil bir kadın alt ediyor" kılıçı çekerek Lord British in kafasına vurdu Tauromandilin Kılıcı Lord British in kafasına temas ederkenden kafasının kopardı ve Lord British öldüğünde Anne Angelina "Ben Yaşayan Aşık Bir Efsaneyim" diyerek British in ölüsüne tükürerek arkasını döner ve gider.
ve artık Sosaria ı huzur bulmuş Lord British in askerlerinden korkarak yaşiyan Sosaria halkı artık geceleri huzur içinde yatıorlardı Sosaria a özgürlük gelmişti Silmarillion Kenks ordusu ayağını bastığı yere kudret indirdiğine inanan Sosaria halkı her köye her şehire her eve Silmarillion Kenks bayraklarını asarak onlara duyduğu sevgi saygıyı gösteriyorlardı...



Yaşlı amca...
Yaşlı Amcanın Kim olduğunu hiç bir kimse bilmiyordu Darkness Denver Angelina Sorduğunda Bana amca deyin yeter diyordu ama nerden bileceklerdi ki savaştan kaçmış ve Tauromandil e bir daha ihanet etmişti ve ağır yaralı olarak kurtulmuştu tek gerçeği bilen oydu yaşlı amcaydı o yaşlı amca Gandalf tı üstün özellikli büyücü olmasına rağmen kılıç kullanmasını da bilen Gandalf Tauromandilin çocuklarını yetiştirmiş ve ettiği ihaneti böylece ödemiş oldu.

Anne Angelina ...
Anne Angelina Kocasının intikamını oğlularıyla beraber almış kocasının ruhunun rahata kavuştuğuna inanmıştı Anne Angelina artık yaşlanmıştı ve hastalanmıştı Darkness ve Denverin zaferinden üç yıl sonra vefat etti mezarı özel olarak Moonglow un sağ tarafında özel bir alan yapılarak orasının özel yer haline getirilmiş oraya Darkness Gandalf (yaşlı amca) Denver haricinde hiç kimse giremezdi..


III....
I. Ben yaşayan ....... i live
I.aşık bir ....... i love
I.Efsaneyim ....... i legend



Bu Hikaye : Darkness Kenks tarafından yapılmış kesinlik alıntı yapılmamıştır.....

Bu konu DarknessTheKenks tarafından düzenlendi(2010-07-22 16:49, 13 yıl önce)
abi beni alır mısın :)
ben okudum ama yapamam çok ayrıntı var ya
Nexima : abi beni alır mısın :)

Bi ara sende bizimle takılıyordun :) uheue

Üye Ol veya Giriş Yap

Bu forum başlığına mesaj atmak istiyorsanız hemen üye olun veya giriş yapın.