Hesabına erişemeyen eski üyeler Discord üzerinden yardım alabilir.
Bu benim ilk hikayem sayılır arkadaşlar . Sizlerle paylaşmak istedim . 2 bölüm halinde sunmayı düşünmekteyim . Umarım beğenirsiniz .



Sabahın erken saatlerinde kalkmıştı . Vücudunu buz kesmiş hissediyordu , yataktan çıkma fikrini kendini kabul ettirmesi çok zor olmuştu . Bugün şovalyeliğinin ona verdiği asaleti , aynı Britannia'ya ilk hizmet vermeye başladığı günkü gibi hissediyordu . Her zamanki işlerini yapmaya başladı . Saçlarını tarayıp üzerine seyahat zırhını geçirdi . Kapıyı açtı , tam dışarıya adımını atıyordu ki bir çocuk belirdi karşısında . Çocuk :

- Şovalyem , bu paket size maden ustası , terzi ve bir büyücünün olduğu özel bir gruptan gönderildi .
- Hmm ... Böyle bir günde , böyle kişilerden gelen hediyeler her zaman özel bir anlam taşır . Teşekkürler gidebilirsin .

Paketi aldı ve hemen içeriye bıraktı . Çünkü bugün yapacağı işleri hiç kimse , hiç bir şey durduramazdı . Ertelemeyi aklından geçirmedi . Yola çıktı . Britannia'nın sokaklarından geçerken şehir bir taraftan kutlamalara hazırlanıyordu ve tüm insanlar ona garip garip bakıyordu . 7 yıl öncesinki itibarını düşündü , bir de şimdiki haline baktı . 7 yılda en az 7 büyücü tarafından lanetlenmişti belkide . Halk onu sevmiyordu ama elbette zamanında koşulsuzca hizmet verdiği erdemlerden dolayı onu destekleyenler hala vardı . Yolu çok uzundu . Kendini yapmayı düşündüğü şeye odaklamak istiyordu , geçmişi düşünmeye değil . Bu yüzden umursamaz bir tavırla şehrin sokaklarını geçti . Şehirden çıktığında aklında tek bir şey vardı . Gerçekten bunu yapabilecek güçte miydi ? Rüyalarını ( o bunları kabus olarak adlandırırdı ) gerçekleştirebilir miydi ? Bu soruların cevabını gittiği yerde bulacaktı . Yolda giderken geçmişte kaybettiği arkadaşlarını düşündü . Bu ona acı veriyordu . Kendi ırkından olmayan bir kaç insanla onlar ölene kadar hiç anlaşamadığını düşünürdü bazen ama anladıki meğerse onlar en yakın dostları olabilecek kişilerdi .

Cove'a yaklaşıp , eski arazilerine geldiğinde beyni artık tamamen temizdi . Kendini üstat Aurora ve de Meer Jatha'nın sözlerini tamamıyla yerine getirirken bulmak istedi sadece . Çünkü 7 yıl önce Grifon Meclisi'nin başındaki üstat Gregorio halkına ihanet etmişti ama bu insanların ihanet etmeyeceğinden adı gibi emindi . Arazide çalılıkların arasında ilerliyordu , tamamıyla kapanmıştı neredeyse yürüyüş yolları . Büyücülerin bu yolları geçmesi illa gerekmezdi ama bir şovalyenin böyle yetenekleri yoktu maalesef . Kapıyı açtı içeri girdi . Üstat Aurora :

- "Hoşgeldin" dedi . Jatha ise ;
- Bizi biraz daha bekletseydin artık eski hızında olmadığına kanaat getirecektim . Nerelerde kaldın ?
- Siz büyülerinizle kendinize bir yol açabilirsiniz veya ışınlanırsınız ama unutmayın ki ben basit bir şovalyeyim .
- " Bunların önemi yok Montenegro . Geldin ya konumuza geçelim artık ." dedi Aurora
- Tabiki de . Fakat sabah yolladığınız hediyeyi sormak istiyorum önce size . Kendimi tamamıyla buraya gelmeye odakladığımdan açıp bakmadım bile .
- " Ne hediyesinden bahsediyorsun ? Biz geceden beri seni güçlendirebilecek büyüler üzerinde uğraşıyoruz . " dedi Jatha
- Bilmiyorum küçük bir çocuk günün ilk ışıklarında kulübemin önünde bekliyordu . Kapıyı açmamla çocuğun hediyeyi verip , ortadan kaybolması bir oldu .
- " Görevden kimsenin haberi var mı ? " dedi Aurora telaşla .
- " Dünden daha tam olarak karar verilmemiş bir görevden şu anda da anladığım kadarıyla sadece sizin gibi kehanet güçleri yüksek olan büyücüler haberdar olabilir . " dedi Montenegro ve devam etti : " Demek gideceğimi anladınız . " Jatha :
- Bugün özel bir gün Montenegro . Bizi buraya çağırma sebebin Gregorio'yu öldürmemizi kutlamak değildi elbette . Bunu anlamak için kahin olmaya gerek yok .
- " Montenegro acılarını anlıyorum . 7 yıl önce ırkımızdan olmamasına rağmen çok yakın bir dostun olan Thulann'ı kaybettin . Hep kendini suçladın yanımda bir şifa iksiri olsaydı öyle olmazdı diye . Fairfax'ı kaybettin , hiç hesapta olmayan bir Wisp onu aldı götürdü senden . Bu acının sana neler yaptırabildiğini gördük . Tarihte sadece dedenin bir Wisp öldürebildiği bilinirken , sende dedenle aynı şerefe eriştin . Şimdi acının verdiği güçle ve rüyaların doğrultusunda çok büyük bir göreve gitmek istiyorsun . Dönüşü olmayabilir . Hatta açık olmak gerekirse ; dönüşü yok . " dedi Aurora
- " Sorun değil ." dedi Montenegro " Sizlerde biliyorsunuzki bu şehri korumak adına her şeyimi haksızca kaybettim . Şimdi şehre durmadan korku salan bir şeyi yok edebilme gücünü kendimde hissediyorsam bu yolculukta canımdan olmam riskini seve seve göze alırım . Fakat Logosia'ya gizlice girmem için Shirron'un yardımına ihtiyacım var . "

Büyücüler birbirlerine baktı . Çok büyük bir sessizlik oluşmuştu . Bir anda 7 yıl öncesine gitti Montenegro bu sessizlikle . Thulann'ın Gregorio tarafından nasıl öldürüldüğünü , yanında duran Fairfax'ın uğradığı Wisp saldırısını hatırladı . Ardından Gregorio ve Wisp'e ne olduğunu ise hiç hatırlamak istemiyordu . Onlara bahşettiği ölüm barbarların tarzında bir ölümdü . Sonrasında Jatha'yı Grifon Meclisi'ne yolladığını ve de ona söylediği sözleri hatırladı : " Dostum bu olayları en hızlı yetiştirebilecek haberci sensin artık . Zaten gördüğün üzere sadece ikimiz kaldık . " O zaman son cümlesini söylerken içinde oluşan soğukluğun tekrar vücudundan geçtiğini hissetti . Venduss'u kurtaracakken ölen o kadar kişinin tek bir yararı olmuştu o da Grifon Meclisi'nin Meer'ler ile güçlerini birleştirme kararı almalarıydı . Yaraların ancak böyle bir ittifakla sarılabileceğine inanmışlardı .
Montenegro düşüncelerinden zor kurtardı kendini . Büyücülerin bakışlarında değişik bir şeyler sezdi .

- Ne oldu ? Sakladığınız şey nedir ?
-" Montenegro biliyorsunki Shirron'dan yıllardan beri Thulann'ın ölümünü saklıyoruz . Ona burada bizimle beraber yaşadığı bilgisini aktarmıştık fakat ; Bahrok'un kıyılarımıza olan en son uğrayışında Toria'yı alıp götürmesinin ardından Shirron hayatını kaybetmiş . Kehanetlerimize göre Bahrok Jukaran'a geri döndüğünde Shirron'a Thulann'ın yıllardan beri ölü olduğu haberini vermiş ve de Shirron bundan dolayı Bahrok'u suçlamış . Onu kara düelloya davet etmiş . Fakat Bahrok hile yaparak onu öldürmüş . Yani anlayacağın Montenegro ; ne artık Shirron yaşıyor , ne de Jukaran'da artık o kadar onurlu bir ırk kaldı ." dedi Aurora .

Montenegro donmuştu . Thulann'ın ona bahsettiği Venduss'un olağanüstü babası , Jukaran'ın en büyük savunucusu ölmüştü demek . Ayrıca bu da yetmezmiş gibi Bahrok Toria'yı da kaçırmıştı . Bu son günlerde olan içindeki sıkıntıyı biraz olsun açıklıyordu . Montenegro hemen hızlıca düşündü ve

- " Toria'yı kaçırdı dediniz değil mi ? Bu çok iyi bir haber . " Büyücüler Montenegro'nun aklından neler geçtiğini anlayamadı . Onlar sormadan devam etti " Venduss öldürüldüğünde Toria kendini çok korumasız hissediyordu . Bana geldi ve ona kendini nasıl koruyacağını öğretmemi istedi . Ona koruma sanatlarını öğrettim ancak nedense içinde bir hırs oluşmuştu . Saldırı sanatlarınıda öğrenmek istedi . Onları da öğrettim . Sanırım küçük Toria'nın beklediğide tam böyle bir şeydi ." Jatha ve Aurora gene anlamamıştı . Yıllardır binbir türlü hengameyi çözmüşlerdi fakat Montenegro'nun bugünkü konuşmaları onlara çok gizemli geliyordu .
Jatha kendini tutamayıp sordu :

- Dostum bugün her zamankinden daha gizemlisin . Bizim gibi yaşlı büyücülerin akıllarının bir şeye takılması iyi değildir . Lütfen ne düşünüyorsan bize anlat ve rahatlat bizi .
- Tabiki de . Her ne kadar rüyalarımda çok üstün bir güçle o onursuz insanı yensemde Logosia'nın sınırlarından içeri giremeyeceğim kesin bir şey . En azından yardım olmadan . Eğer bana o yeni keşfettiğiniz , kısa süreli olan görünmezlik büyüsünden yapabilirseniz Toria'ya ulaşıp ona fikirlerimi iletirim . Bilirsiniz ki Jukaran'da bir ailenin soyu devam ettikçe erkekler öldüğünde erkek çocuklar erkek çocuk yoksa kadınlar yönetir ırkı . Toria'yı da kendine hizmetçi etmek için kaçırdığını sanmıyorum . Buralara kadar gelip , yetenekli şovalyelerimize rağmen o güzel kızı aldıysa Toria şu anda onun evinde hanım niteliği taşıyordur .
- " Peki bunun sana yararı nedir ? " dedi Aurora
- " Dediğim gibi eğer beni kısa sürelide olsa görünmez yapabilirseniz Toria'ya ulaşıp ona Bahrok'u katletmesini söyleyebilirim . Toria kendini çok geliştirdi . Bahrok'ta aynen Shirron'u öldürdüğü gibi öldürülsede Tanrılar Toria'ya kızmayacaklardır ve hiç kimse yeni klan reisini suçlamaya cesaret edemez . Ardından onun yanıma vereceği bir kaç onurlu Juka ile geçemeyeceğim sınır yoktur ." dedi Montenegro kendinden çok emin bir ses tonu ile .

Büyücüler bu fikri başlarda reddetselerde Montenegro'nun ağırlığını koymasıyla sonradan onayladılar . Risk çok büyüktü . Saldırılacak kişi eğer öldürülemezse inanılmaz kışkırtılmış bir hale gelecek ve Britain'e saldıracaktı . Bunu tahmin etmek hiç zor değildi . Planın her şeyi tamamdı fakat Jatha kendinden utanır bir şekilde sormaktan kendini alıkoyamadı :

- " Kadim dostum bize hep o rüyalarından bahsettin . Rüyalarında o'nunla mücadele ettiğinden bahsettin . Fakat bize hiç sonundan bahsetmedin rüyalarının . " Montenegro kendine duyulan güvensizlikten rahatsız olmuştu . Hayatı pahasına uzak topraklara bir göreve gidiyordu ancak büyücü dostu ona hala güvenememişti . Biraz sinirli bir ses tonuyla

- Sevgili Jatha bu soruna cevap vermek isterdim fakat bende cevabı bilmiyorum . Her sabah ağrılar içinde kalktığım bölüm hep bu bölüm oluyor .

Jatha anlayışla kafasını salladı . Ardından büyücüler Montenegro'ya yardım edebilecek yeni büyüleri hazırlamaya başladıklarında ona evine gidip malzemelerini alması , zırhını kuşanması gerektiğini söylediler . Montenegro ayrıldı .

Kafasında her türden soru vardı . Jatha'nın sorduğu sorunun cevabını o da merak ediyordu . 7 yıldır her gece rüyasında Blackthorn ile savaştığını görüyordu ancak sonucu asla görememişti . Ama önemli olan sonuç değildi onun için . Thulann , Venduss , Fairfax ve Shirron'un ölümünden sonra onların intikamını alma tutkusundan dolayı zaten kendini öldürmeye çok yaklaşmıştı . Bu şekilde öleceğine ise onursuz bir insanı yok etmeyi denerken ölmeyi çok daha uygun buldu kendince ... Eve vardığında yanına alacağı kılıcın Starfell'den başka bir şey olamayacağını anladı . Ancak hangi zırhını kuşanacaktı ? Siyah taşlardan yapılmış olan zırh böyle bir göreve layık olabilirdi sadece . Ancak onunla katıldığı son düelloda rakibini mağlup etmesine rağmen eklemlerinde oluşan ağrıların zırhın ağırlığından dolayı olduğu aklına geldi . Bu kadar uzun bir yolculukta böyle bir zırh giymesi uygunsuz olurdu . Tam kara kara düşünmeye dalmıştı ki birden paket geldi aklına . Nedense birden umutlanmıştı . Paketi açtığında daha önce hiç görmediği kadar parlak , tüylerden yapılmış zırhlar kadar hafif olan bir zırh çıktı karşısına . İçinde de bir not vardı : " Yüce Britain'in kurtarıcısı olacak seçilmiş insan . Efsanelerdeki dragonların derilerinden yapılmış bu zırh görevine dair ufak bir hediyemiz olsun ." yazıyordu . Zırhın üstünde bir kaç deneme yaptığında siyah taşlardan yapılmış kadar sert olduğunu farketti ve de zırhı taşırken hiç zorluk çekmiyordu . İçinden en iyi dileklerini bu yüce gruba sundu ve de bir eline Starfell'i diğer elinede siyah taşlardan yapılmış görkemli kalkanını alıp , zırhını giydikten sonra Cove'a doğru geri yola çıktı .



Dipnot : Ultima : Teknokrat Savaşı : Entrika'nın 220'ye kadar olan bölümünden sonrasının hayal ile kurgulanmasının bir ürünüdür .

Bu konu abhosglh tarafından düzenlendi(2008-01-03 20:23, 16 yıl önce)
Silindi
Members
0
Uo Icın Aklıma Yeni Sıstemler Geldı Guzel Olmus Devamını Beklıyoruz...
U-s bu aralar buram buram Role Playing kokuyor gözlerim yaşardı vallahi.:)
Silindi
Expert
2
harbiden Neden bu Aralar Herkes Bır Hıkaye Yazıyor Bende Yazıcam Bır Tane Yakında Ama Vakıt Bulamıyorum Islerım Hafiflesin
Benim örnek aldığım kişi Slothere :) Zaten 2 gündür kitabın etkisinde de oldukça kalmıştım böyle bir hikaye ile kendimi rahatlatmak iyi oldu :)
Ama hep aynı kişiler yazıyor :) Bu arada hikaye güzel , betimleme güzel devamını sabırsızlıkla bekliyorum :)
Silindi
Novice
1
Bundan sonra buranın adı us-play olsun (:
Master
59.2997
US-Play güzelmiş bak ^^

Üye Ol veya Giriş Yap

Bu forum başlığına mesaj atmak istiyorsanız hemen üye olun veya giriş yapın.